- Eski Başkan Trump, KDV sistemleri ve ticaret engellerini hedef alan “karşılıklı tarife” stratejisini duyurdu.
- Politika, ABD üretimini önceliklendirmeyi ve sübvansiyonlar ile para dışı ticaret kısıtlamalarına misilleme yapmayı amaçlıyor.
- “AMERİKAN İŞÇİLERİ İÇİN EŞİT BİR OYUN ALANI” – Trump, ABD ticaret sistemlerini yeniden yapılandırırken adaleti vurguladı.
Donald Trump, KDV sistemlerini ve ticaret engellerini hedef alan bir karşılıklı tarife politikası açıkladı ve ABD sanayilerini ile işçilerini koruma sözü verdi. Küresel ticaret dinamikleri üzerindeki etkilerini keşfedin.
Karşılıklı Tarifeler: ABD Ticaret Politikasında “Adillik” Dönemi
Donald Trump, diğer ülkelerin uyguladığı ücretleri ve kısıtlamaları yansıtmayı amaçlayan “karşılıklı tarife” sistemi etrafında ABD ticaret stratejisinde kapsamlı bir revizyon ilan etti. Bu politika çerçevesinde, ABD, Avrupa Birliği ve Asya’da yaygın olan Katma Değer Vergisi (KDV) sistemleri de dahil olmak üzere, tarifeleri dolar bazında eşleştirecek. Trump, üretim aşamalarında vergi uygulanmasının, Amerikalı ihracatçıları haksız bir şekilde dezavantajlı duruma soktuğunu savunuyor. “Eğer bir ülke bize vergi koyuyorsa, biz de onlara koyarız — ne fazla ne de az,” şeklinde belirtti ve bu hamleyi, müttefikler ve rakipler tarafından on yıllardır süregelen “adaletsiz muameleye” karşı bir düzeltme önlemi olarak çerçeveliyor.
KDV Sistemleri Hedefte: “Cezalandırıcı” Bir Ticaret Aracı mı?
Politika, Trump’ın “tarifeden çok daha cezalandırıcı” olduğunu iddia ettiği KDV rejimlerini açıkça hedef alıyor. Tarifelerin yalnızca sınırda uygulandığı durumların aksine, KDV’ler maliyetleri tedarik zincirinin her aşamasına entegre ediyor ve bu durum, ABD ürünlerini orantısız bir şekilde etkiliyor. Örneğin, Avrupa’daki ortalama KDV oranları %20 civarında, bu da ABD’nin eşdeğer karşı tedbirler almasına neden olabilir. Analistler, bu durumun ticaret gerilimlerini artırabileceği konusunda uyarıyor, özellikle de Avrupa Birliği’nin gelir kaynağı olarak KDV’ye büyük ölçüde bağımlılığı düşünüldüğünde. Georgetown ticaret ekonomisti Dr. Laura Chen, “Bu durum vergilendirme ile ticaret politikasını bir araya getiriyor,” dedi. “KDV’lere misilleme yapmak eşine az rastlanan bir durumdur ve WTO çerçevelerini parçalayıp atma riski taşıyor.”
Sübvansiyonları ve Para Dışı Engelleri Hedef Alma: Çok Yönlü Bir Yaklaşım
Tarifelerin ötesinde, politika para dışı ticaret engellerine, ABD işlerini engelleyen düzenleyici engeller ve rekabeti bozucu sübvansiyonlara da değiniyor. Trump, bu tür uygulamaların ekonomik zararını “doğru bir şekilde hesaplama” sözü verdi ve orantılı cezalar uygulanacağını belirtti. Örneğin, veri depolama yerelleştirmesi talep eden veya ABD firmalarını kamu sözleşmelerinden dışlayan ülkeler, misilleme yaptırımları ile karşılaşabilir. Önemli bir şekilde, politika yurt içinde üretimi teşvik ediyor: ABD’de üretilen ürünler, tarifelere tamamen takılmadan geçecek, bu da yerli sanayileri canlandırmayı amaçlıyor.
Küresel Tepkiler ve Pazar Etkileri
Küresel pazarlar temkinli bir şekilde tepki verdi ve otomotiv ile tarım gibi ticarete duyarlı sektörler, olası kesintilere karşı hazırlık yaptı. Avrupa Komisyonu, KDV misillemesini “hukuken şüpheli” olarak nitelendirirken, Çin Ticaret Bakanlığı “gerekli karşı tedbirler” konusunda uyarıda bulundu. Bu arada, ABD’li üreticiler karşılıklılığa odaklanılmasını övdü. National Manufacturing Alliance CEO’su Linda Briggs, “Yıllardır gizli engellerle karşılaşıyoruz,” dedi. “Bu, şeffaflık zorunluluğu getiriyor.” Ancak, eleştirmenler, politikanın tüketici fiyatlarını artırabileceği ve ithal bileşenlere bağımlı tedarik zincirlerini bozabileceği konusunda uyarıyor.
Sonuç: Adil Ticaret İçin Yüksek Riskli Bir Kumara Dönüşüm
Trump’ın karşılıklı tarife stratejisi, korumacılığa doğru radikal bir kayma anlamına geliyor ve çok taraflı iş birliği yerine kısa vadeli bir avantajı önceliklendiriyor. Küresel eşitsizlikleri eleştiren sektörlere hitap etmesine rağmen, ticaret savaşları ve enflasyon etkileri gibi riskler büyük bir tehdit oluşturuyor. Dışişleri, Ticaret ve Hazine Bakanları uygulamaya başladığında, dünya, “adaletin” refah getirip getirmeyeceğini — yoksa zaten dalgalı olan ticaret sistemini daha da parçalayacak mı — merakla bekliyor. Amerikalı işçiler için, “eşit bir oyun alanı” vaadi, ABD’nin misilleme etkilerini ne kadar ustalıkla yönettiğine bağlı olabilir.