COINOTAG

Yoni Assia, benzerî görülmemiş kripto varlık düzenleyicilerinin kripto düzenlemesi konusunda daha provakatif olmaya iteceğine inanıyor. Peki burada kastedilen provakatif yaklaşım nedir? Gelin hep beraber inceleyelim..

Kripto Varlık Dostu eToro Bu Konu Hakkında Ne Diyor?

Kripto dostu ticaret platformu eToro, perakende yatırımcılar ve daha küçük yatırımcıların giderek artan yüksek katılım seviyeleri göz önüne alındığında, düzenleyicilerin kripto endüstrisi üzerindeki denetimlerini artırmalarını bekliyor. Gelen yorumlara binaen Financial Times, eToro CEO’su Yoni Assia şunları söyledi:

“Perakende yatırımcıların ve tüccarların kripto piyasasına olan ilgisinde önemli bir artış görüyoruz. Bu büyümenin bir parçası olarak, düzenleyicilerin de kripto piyasalarındaki bu büyüyen perakende yatırımcı işine dikkatlice bakmalarını beklemeliyiz. Yoksa işler çok kötü bir hal alarak büyük bir krize dönüşebilir ve kötü bir hal almasıyla birlikte büyük bir isyâna yol açılabilir.”

Bu yılın başında eToro, 11 gün boyunca 380.000’den fazla yeni kullanıcının hesap açmasıyla kripto tüccarlarından gelen ” benzeri görülmemiş bir katılım” talebi karşılamak için mücadele etti.

Kripto dostu ticaret platformu eToro CEO’su Yoni Assia’nın, Birleşik Krallık’ın önde gelen finans gazetesine yaptığı yorumlar, bu hafta önde gelen kripto borsası Binance’e Birleşik Krallık’taki tüm düzenlenmiş faaliyetlerini durdurmasını emreden ülkenin Mali Davranış Otoritesi tarafından yapılan bir müdahalenin hemen ardından geldi .

Yoni Assia’nın görüşüne göre, daha fazla düzenleme kaçınılmaz bir sonuç olsa da, “düzenleyiciler için en önemli şeyin kripto varlıkları anlamak ve burada kalıcı olduğunu anlamak” olduğunu savundu. eToro CEO’su birkaç farklı varlık alanını kapsayan bir bakış açısına sahiptir. İsrail merkezli, eToro kullanıcılarının neredeyse %70’i avrupadadır. Şirket şimdi gözünü, özel amaçlı bir satın alma şirketiyle birleşmenin ardından halka açılmayı umduğu Amerika Birleşik Devletleri’ne dikmiş durumda .

Assia, kripto okuryazarlığının yalnızca düzenleyiciler için gerekli olmadığını, aynı zamanda yatırımcıların kendilerinin de hızlı tempolu bir sektörde, yaptıkları riskler konusunda ayık olmaları gerektiğini söyledi. “Yüzde 100 yükselen bir varlık çok kolay yüzde 50 düşebilir. Hiç şüphe yok ki, bir şey yüzde 1000 artarsa ​​yüzde 70 düşebilir. Çok değişken olan piyasa ve portföy oranınızı ona göre ayarlamak durumundasınız. Aksi taktirde çok büyük zararlar, hatta iflaslar edebilirsiniz.”

Yoni Assia bu açıklamalarıyla yatırımcılar için dikkatli olmaları gerektiğini, aksi taktirde sonuçlarının çok büyük zararlar ile sonuçlanacağını dile getirdi.

eToro’nun Yaptıkları Doğru Mu?

2007 yılında kurulan eToro, 2013 yılından bu yana Bitcoin ( BTC ) ticaretini desteklemektedir. Kripto varlıklarının 2020’deki gelirinin %16’sını oluşturduğu ve platformun kullanıcı sayısının bu yılın ilk çeyreği itibarıyla 20,6 milyon olduğu bildiriliyor. Aynı çeyrekte, şirket 3 milyonu aşan yeni kayıtlar gördü – 2020 boyunca eToro toplamda yaklaşık 5 milyon yeni kullanıcıyı bünyesine kattığı için büyük bir artış gösterdi.

Assia daha önce 2020’yi “hisse senetleri için büyük bir yıl” olarak nitelendirdi, ancak 2021’in “kripto manşetlerinin egemenliğinde” olduğunu belirtti. Ocak ayının sonlarında, eToro’daki kripto ticaret hacimlerinin geçen yılın aynı dönemine göre 25 kattan fazla arttığını kaydetti.

Assia, olası düzenlemeleri, artan tüketici talebine bağlarken, diğer endüstri uzmanları farklı bir görüşe sahip. Bu ayın başlarında Cointelegraph’a konuşan Hukuk Profesörü ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu eski avukatı Marc Powers şunları söyledi:

“Düzenleme, gerçekten tüketiciler veya yatırımcılar için değil, öncelikle egemenlerin ve bankaların yararına olacaktır. Sonuç olarak, biri kriptoya ait olan, insanlar tarafından kullanılan ve yönetilen ikili bir sistemin devam ettiğini görüyorum, diğeri ise sonunda nüfusuna merkez bankası dijital para birimleri sunacak olan geleneksel finansal sistemi.”

Marc powers’in bu sözlerinin öznel olması ayrı dursun, çok güzel bir yere dokunarak, bu durumun sadece küçük yatırımcılar için değil kurumsal yatırım şirketleri ve bankalarada yararı olacağından hiç şüphe yoktur.

Haberimiz hakkında olumlu veya olumsuz yorumlarınızı lütfen aşağıda belirtiniz. 

Jay-Z ve Jack Dorsey, akıllı sözleşmelerin ve NFT’lerin sanatçılara sunabileceği faydaları vurguladı. Müzik akışı hizmetleri sunan Tidal’ın, değiştirilemez kripto olan (NFT) ve akıllı sözleşmeleri var. Peki Tidal NFT sektröüne girmekle neyi hedefliyor? İşte Detaylar.

Tidal’ın NFT Sektöründen Beklentisi Nedir?

Pazartesi günü Twitter Spaces’te düzenlenen bir konferansta konuşan Jay-Z ve Jack Dorsey ikilisi, akıllı sözleşmeleri, NFT’leri ve analitik araçlarını örnek olarak göstererek, platformu kullanan sanatçıları güçlendiren özelliklerin tanıtılmasının önemini vurguladı.

Tidal’ın en iyi müzik akışı sunan hizmetlerinin gerisinde kalmasına rağmen – Tidal’ın 2019’daki 166 milyon dolarlık geliri, aynı yıl Apple ve Spotify tarafından sırasıyla 2,8 milyar dolar ve 7,44 milyar dolarlık gelirle karşılaştırıldığında – Dorsey ve Jay-Z önemli bir pazar yakalayabileceklerine inanıyor. Sanatçılara güçlendirici araçlar sunmak için blockchain teknolojilerini kullanarak paylaşım yapmaya hazırlanan Tidal bu yola girmekle hem gelirlerini arttıracaklarını hem de güvenine inandıkları blockchain teknolojisine gireceklerini vurguladı.

Dorsey, “Gerçekten kafamı kurcalayan şey, bazı aracı kurumların, sanatçılar için analitik ve verilerle ne yaptıklarını anlamaları ve özellikle ticari ürünler, kripto paralar ve NFT’ler gibi diğer gelir akışlarını göz önünde bulundurarak kararlarını vermelerine yardımcı olma konusunda ne kadar zayıf olduğuydu.” dedim.

Jack Dorsey, kripto paralar için: “Tüm bilgi araçlarını açmak ve herkes için basitleştirmek istiyoruz – herkes platforma gelip oluşturabilsin” diye ekledi.

Twitter CEO’su Dorsey, Square ile NFT’ler gibi gelir akışları ekleme potansiyelini tartıştı. Sanatçıların “parlamasına” yardımcı olabilecek her şeyin tartışmaya açık olduğunu belirtti:

“NFT’lerin temsil ettiği bir şeyin ruhu, sadece sanatçıların nasıl düzen verildiğine eleştirel bir gözle bakma ve bunu kanıtlama ruhu, çok fazla zaman harcamak istediğimiz ve ileriye dönük odaklanmamızın çoğunu istediğimiz bir şeydir.”

Müzisyen Jay-Z Olaylara Nasıl Bakıyor?

Müzisyen Jay-Z, akıllı sözleşmelerin sanatçılar için daha fazla finansal özerklik sağlama yeteneğini tartıştı ve şunları söyledi: “NFT’ye Katılmanın ve başkalarının katılmasına izin vermenin pek çok yaratıcı yolu vardır. Bu yüzden çok şeffaf olmakla birlikte, süslü sözlerin ve avukatların, hakimlerin arkasına saklanmak yok.”

“Bu blok zincirler ve akıllı sözleşmelerle, bugün herhangi bir satış olursa %10 veya %30 almak istiyorum demek için sözleşme yazabilirsiniz: ilkine %50, sonrakine %40 diyerek belirtebilirsiniz.”

Square, mart ayında Tidal’da 300 milyon dolarlık çoğunluk hissesini satın aldı. Anlaşmanın bir parçası olarak Tidal, Square içinde bağımsız bir işletme olarak hareket ediyor ve mevcut hissedarlar paydaş olarak kalıyor.

Platform ilk olarak Jay-Z ve Beyonce ve Kanye West de dahil olmak üzere diğer sanatçılardan oluşan bir koleksiyon tarafından 2015 yılında 56 milyon dolara satın alındı. Jay-Z ayrıca Square’in yönetim kurulunda görev yapıyor ve Tidal’ın bir paydaşı olmaya devam ediyor.

Jay-Z şu anda ilk albümü “Reasonable Doubt”ın tokenize edilmiş bir versiyonunu telif haklarıyla birlikte gösteren bir NFT müzayedesine teşebbüs ettiği iddia edilen Roc-A-Fella (RAF) Records kurucu ortağı Damon Dash ile albümün telif hakkı için yasal bir savaştadır.

New York’lu bir yargıç, Roc-A-Fella (RAF)’ın 18 Haziran’da şikayette bulunmasının ardından, albümün yalnızca şirkete ait olduğu için Dash’ın NFT müzayedesine girişerek vekalet görevini ihlal ettiğini ileri sürerek satışı dondurdu.

Ancak Dash, sadece şirketteki hissesini satmaya çalıştığını belirterek iddiaları reddetti.

Haberimizle ilgili olumlu veya olumsuz yorumlarınızı lütfen aşağıda belirtiniz.

Dijital para dünyası günden güne büyümekte ve madenciliğe olan ilgi de aynı orantıda artıyor. Özellikle son günlerde, yeni oyuncuların haberlerini çok duymaktayız. En büyük dijital para madenciliği donanımı üreticilerinden Bitmain, TeraWulf ile büyük bir satın alım anlaşmasını duyurdu.

Bitmain’in güçlü yeni nesil donanımlarından birisi olan, Antiminer S19j Pro için 30.000 adetlik bir anlaşma imzalandı. TeraWulf’un bu cihazları 2022 yılının ilk yarısında alması bekleniyor. Ayrıca yapılan son bilgilendirmelere göre, projelerini Amerika içerisinde yapmayı planlıyorlar.

TeraWulf’un Bu Büyük Alışverişi Piyasalarda Nasıl Yorumlanıyor?

TeraWulf yaptığı bu anlaşmayla beraber, kazım hızını büyük ölçüde arttırmayı planlıyor. Çevreci bir tutum sergileyen şirket, yenilenebilir enerji kaynakları konusuna dikkat ediyor. Ayrıca madenciliğin sürdürülebilir olması için, büyük çabalar sarf ediyorlar. TeraWulf şirketi madencilik konusunda, lider koltuğuna oturma hedeflerinden de söz ettiler.

Özellikle çevreci tutumu ve enerjiye verdiği önem ile tanınan TeraWulf, madencilik konusunda büyük bir dalga yaratacak gibi görünüyor. Bitmain ile imzalanan bu anlaşma dikkatlerin bir anda TeraWulf üzerinde toplanmasına neden oldu. Özellikle yaşanan enerji sorunlarının farkında olan TeraWulf CEO’su, bu konuya dikkat ettiğini üstüne basa basa söylüyor.

Bitmain tarafından ise, TeraWulf hakkında olumlu sözler yükseliyor. Özellikle enerji konusunda dikkatlerinin, önemle üzerinde duruluyor. Son düşüş ve yükselişlerden fazlaca etkilenen piyasanın, enerji konusunda dikkatli olan bu tür şirketler sayesinde tekrar yaşanmayacağını düşünüyorlar.

Madencilikte Enerjiye Önem Veren Şirketlerin Varlığı Neden Önemli?

Son düşüşün sebeplerinden birisi olan enerji kullanımı, bütün yatırımcılar tarafından konuşulmaya başlandı. Özellikle Bitcoin üretiminin çok ciddi seviyelere ulaşmasıyla beraber, bu tartışmaların şiddeti arttı. Yeni anlaşmalar ve düzenlemeler gelirken, TeraWulf gibi şirketlerin sayısı günden güne artmakta.

Bitmain tarafından “TeraWulf ile yapılan ortaklık, sürdürülebilir ve daha çevreci madencilik platformu için gelecek adına büyük bir adım.” olduğu söylendi. Ayrıca Bitmain Madencilik Bölümü Başkan Yardımcısı, “En çevre dostu madencilik tesislerinin, Kuzey Amerika’da kurulması madencilerimiz için ürünlerimizi rahatlıkla sunmamızı sağlıyor. Bundan dolayı mutluyuz” dedi.

Son günlerde adlarını sıkça duyduğumuz iki kardeş, büyük bir kripto soygunu yaparak ortadan kaybolmuşlardı. Güney Afrika kripto borsası AfriCrypt’in kurucularından Raees Cajee, kendisinin ve erkek kardeşinin milyarlarca dolarlık kripto para ile kaçtığı iddialarını reddetti ve bir hack’te 5 milyon dolar kaybettiğini söyledi.

AfriCrypt, yatırımcılarına hiçbir yetkiliye şikayette bulunmamalarını salık veriyor. Bu sayede yatırımcıların, gelecek günlerde coinlerini geri alabileceğini söylüyor. Ayrıca yetkililerin işin içine girmesini, çalınan coinlerin tekrar dağıtılması konusunda bir engel olarak görüyor. AfriCrypt son günlerde yatırımcılarının tüm ümitlerini bitiren hamlesini yaptı. Tüm işlemleri ve görevleri sonlandıran AfriCrypt, ortadan kayboldu.

Afrikalı Kardeşler Paçayı Kurtarabilecek Mi?

Afrikalı kardeşlerin son yalanı ise, coinlerin aslında çalınmadığı oldu. Özellikle, hack saldırısı sonrası işlemlerin yavaşladığını dile getirdiler. 3.6 Milyar dolar  değerindeki Bitcoin ile ortadan kaybolan kardeşler, Güven kazanmak için yatırımcılarını bu konuda uyarmışlardı. Ancak işlemler yavaşlatıldığı için, yatırımlar geri çekilemedi. Kardeşler hala dolandırıcılığı reddediyorlar.

Son alınan bilgilere göre kardeşler, Darkweb üzerinde coinlerini farklı yerlere dağıtıyor. Bunun sebebi ise, yatırımcıların başvurduğu hukuk şirketi olarak gösteriliyor. Bu şirketten korunabilmek için kardeşler, tüm coinlerini Darkweb üzerinde farklı yerlerde saklıyor.

Kardeşler yoğun tehdit altındalar. Özellikle tehlikeli insanların tehditleri nedeniyle, tekrar tekrar açıklama yapıyorlar. Son açıklamalar avukatları aracılığıyla da olsa, devamlı vurgunu reddediyorlar. İnsanlara ümit veriyor ve tekrar  faaliyete geçmeleri konusunda beklenti oluşturuyorlar.

Çalınan Coinler Aslında Hacklenmiş Olabilir Mi?

AfriCrypt hakkında çıkan iddiaların doğruluk payı varsa, Afrika’nın en büyük kripto para vurgunu olarak yerini alacak. Kardeşler ne kadar reddetseler de, yatırımcıların sesi her yerden yükseliyor. Hukuk şirketlerine başvuran yatırımcılar sonuç bekliyorlar. Ancak yakın zamanda gelecek bir sonuç, ufukta görünmüyor. Herkes kardeşlerden gelecek bir haberi dört gözle bekliyor.

Avukatın yaptığı son açıklamalara göre, kardeşler herhangi bir coin çalmadılar. Avukat, hack yoluyla bu coinlerin kardeşlerin elinden alındığını söylüyor. Ne kadar reddedilse de, bunun geri dönüşü olacak gibi görünmüyor. Kardeşlerin olayı tamamıyla reddetmesi nedeniyle, herkesin kafası karışmış durumda. Ancak yatırımcılar, dolandırıldıklarına kesin gözüyle bakıyorlar. Hukuksal mücadele konusunda ısrarlı ve istikrarlılar. Kardeşlerin başları yatırımcılarıyla, büyük dertte gibi görünüyor.

Güney Afrika’dan gelen yeni raporlar, yerel borsalardan alınan kripto para birimlerinin, denizaşırı kripto para borsalarına transferinin artık ülkenin döviz kontrol düzenlemelerine tabi olacağını gösteriyor. Bir kişi Güney Afrika’da kripto para satın alırsa ve bunları ülkeden çıkarmaya çalışırsa bu durum “herhangi bir sermaye hakkını dışsallaştırmak” gerekçesiyle ceza gerektiren bir suç olarak kabul edilecektir.

Hapis Riski!

Bir Mybroadband raporuna göre, ülkenin döviz kontrol düzenlemelerinin bu yeni yorumu, Güney Afrika’nın finansal düzenleyicilerinden oluşan olan Hükümetlerarası Fintech Çalışma Grubu (IFWG) tarafından yakın zamanda yayınlanan SSS belgesinde yer almaktadır. Belgede düzenleyiciler şunları açıklıyor:

Döviz Kontrolü Yönetmeliği 10(1)(c), Ulusal Hazine’nin izni olmadan sermayenin veya sermaye hakkının doğrudan veya dolaylı olarak Güney Afrika’dan ihraç edildiği işlemleri yasaklar.

IFWG belgesi, bu düzenlemeleri ihlal eden kişilerin 17.500 doların (250.000 rand) üzerinde bir mali cezayla ve muhtemelen beş yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya olduğunu ekliyor.

Güney Afrika Borsaları Hala IFWG Yaptırım Dökümanını İnceliyor

Bu arada, aynı rapor Güney Afrika kripto borsalarının hala IFWG’nin yaptırım dökümanını incelediğini, diğerleri ise düzenleyicilere bu doğrultuda uygun düzenleyici çerçevelerine yardımcı olmak istediklerini söyledi.

Örneğin, Mybroadband tarafından Altcoin Trader CEO’su Richard de Sousa, firmasının IFWG tarafından yayınlanan makalelere baktığını ve “birçok şeyi değerlendirdiğini” belirtti.

Öte yandan, Luno’nun Afrika Genel Müdürü Marius Reitz, aynı yayında, şirketinin “kripto endüstrisi için açık ve piyasaya uygun düzenlemeleri desteklerken” şu anda “bu [yeni düzenlemenin] nasıl uygulanıp veya düzenleneceğinin net olmadığını” söyledi.

Luno Africa patronu, problemli düzenlemelerin erkenden dayatılmasına kıyasla, düzenlemelerin aşamalı olarak uygulanmasının avantajları olarak gördüklerini de aktardı. Luno şöyle söyledi:

Güney Afrika’daki kripto endüstrisi için zorunlu AML/KYC yükümlülükleriyle başlayan aşamalı bir düzenleme uygulaması, düzenlemenin olası olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olacak mantıklı bir yaklaşımdır.

Kripto Paralar Yeni bir Baskıyla Karşı Karşıya

Yaptırım belgesinin yayınlanmasının ardından, müşterilerin kredi kartlarıyla kripto para satın almalarını engelleyen finansal kurumların raporları da yakınlarda ortaya çıktı.

Yerel borsaların kripto para birimlerini denizaşırı platformlara transfer etmesini durdurma girişimi, Güney Afrikalı düzenleyicilerin artık özel olarak çıkarılan dijital para birimlerini dizginlemek istediklerinin en son işareti gibi görünüyor.

Bununla birlikte, Güney Afrikalı düzenleyiciler, yerel olarak edinilmiş kripto varlıklarını denizaşırı borsalara aktaran kişi ve kuruluşları cezalandırmakla tehdit ederek kripto para birimi işlemlerini sansürlemeye çalışıyor. Bu kısıtlamaların kripto kullanımını mı boğacağını yoksa Reitz’in uyardığı gibi bunun tüccarları yeraltına gitmeye zorlayıp zorlamayacağını şimdi göreceğiz.