7 Haziran 2025 02:08
Ana Sayfa Blog Sayfa 3722

Proof of Work (PoW) Nedir ve Ne İşe Yarar?

0

Proof of Work (POW) hakkında merak ettiğiniz her şey bu yazıda! PoW artıları, eksileri ve kullanım alanlarıyla CO’da okurlarla buluşuyor!

Proof of Work Nedir

Proof of Work (PoW), blockchain teknolojisi dünyasında yaygın olarak kullanılan bir konsensüs mekanizmasıdır. Çözülmesi için önemli miktarda hesaplama gücü gerektiren bir algoritma türüdür ve bu, gerekli kaynaklara sahip olanların yalnızca madencilik sürecine katılabileceklerini sağlar. Bu önemlidir çünkü kötü niyetli aktörlerin ağı kontrol ederek kendi çıkarları için manipüle etmesini önler.

Bir PoW sisteminde, madenciler birbirleriyle karmaşık matematik bulmacalarını çözmeye çalışırlar. Bulmacayı çözen ilk madenci, blok zincirine sonraki bloku ekleyebilir ve belirli sayıda token veya coin ile ödüllendirilir. Bu bulmacaların çözülmesi için önemli miktarda hesaplama gücü gerektiğinden, kötü niyetli aktörlerin ağı kontrol etmeye çalışmalarına karşı bir engel oluştururlar.

PoW’un nasıl çalıştığını anlamak için, PoW tabanlı bir blockchain’de madencilik sürecine bir göz atalım. Yeni bir işlem ağa eklendiğinde, tüm ağdaki düğümlere yayınlanır. Bu düğümler, işleme ilişkin bulmacayı çözmeye ilk olarak çalışırlar. Bulmacayı çözen ilk düğüm, işlemi sonraki blokta ekleyebilir ve belirli sayıda token ile ödüllendirilir. Bu süreç sonsuza kadar devam eder, yeni işlemler blok zincirine eklenir ve kazanan madenci tarafından yeni bloklar eklenir.

Proof of Work (PoW) Tarihi

proof of work 2

Proof of Work (PoW), 1990’larda bilgisayar bilimci ve kriptograf Cynthia Dwork ve Moni Naor tarafından “Pricing via Processing or Combatting Junk Mail” adlı bir makale yayınlandığında izlenmeye başlanmıştır. Bu makalede, spam’e karşı bir yöntem olarak hesaplama bulmacalarının kullanımını önermişlerdir.

Fikir, bir gönderici mesaj göndermeden önce karmaşık bir hesaplama bulmacasını çözmesi gerektiğiydi. Bu, onların spam göndermekten kaçınmasını sağlayacaktı, çünkü bu işlemi yapmak için önemli miktarda hesaplama gücü gerektirecekti. Daha sonra bu kavram, blockchain teknolojisinin dünyasında kullanılmak üzere adapte edildi ve madencilik işlemlerine katılmak için gerekli kaynaklara sahip olanların tek başına katılabileceği bir yol olarak hizmet vermektedir.

Bitcoin ağı tarafından kullanılanlar gibi PoW’un ilk sürümleri, temel bulmaca olarak bir kriptografik hash işlevi olan SHA-256’ya dayanıyordu. Ancak, ağın boyutu büyüdükçe ve bulmacaları çözmek için gereken hesaplama gücü arttıkça bunun yetersiz olduğu ortaya çıktı.

Bu sorunu çözmek için, PoW’un sonraki sürümleri, hesaplama gücüne ek olarak önemli miktarda bellek gerektiren sözde “bellek sabit” algoritmalarının kullanımını tanıttı. Bu, madencilerin bulmacaları çözmek için ASIC’ler olarak bilinen özel donanımları kullanmasını zorlaştırdı ve böylece ağın ademi merkeziyetçiliğini artırdı.

Genel olarak Proof of Work kavramı, 1990’ların başındaki başlangıcından bu yana uzun bir yol kat etti ve arkasındaki teknoloji ilerledikçe gelişmeye devam ediyor.

Kripto Paralar Neden Proof of Work’e İhtiyaç Duyuyor?

Kripto para birimleri, ağlarında işlemleri güvenli ve doğrulamak için çalışma kanıtı (PoW) gerektirir. PoW, özel donanım ve çok sayıda hesaplama gücünü kullanan bir konsensüs algoritmasıdır ve karmaşık matematiksel problemleri çözmek ve işlemleri doğrulamak için kullanılır.

PoW olmadan, ağ üzerindeki işlemleri kötü niyetli aktörler kolayca değiştirebilir, potansiyel olarak fonları çalabilir veya ağın güvenliğini tehlikeye atabilir. PoW, herhangi bir tek varlığın ağı kontrol etmesini veya işlemleri değiştirmesini zorlaştırır, bu da ağın güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamaya yardımcı olur.

Ayrıca PoW, aynı fonların birden fazla kez harcanmasını önlemeye yardımcı olur. Bunun nedeni, blok zincirinin her bir işlem bloğunda benzersiz bir şifreleme karmasının bulunmasıdır, bu da önceki bloğa bağlıdır. Eğer birisi aynı fonları iki kez harcamaya çalışırsa, bu blok zincirinde bir çatışma oluşturur ve ağ tarafından algılanır ve reddedilir.

Genel olarak PoW, işlemleri doğrulamak ve ağın bütünlüğünü sağlamak için güvenli ve güvenilir bir yoldur ve çoğu kripto para biriminin temel bir parçasıdır.

Ayrıca Bknz: Proof of Stake (PoS) Nedir?

Proof of Work’ün Avantajları

PoW, bazı blok zinciri ağları tarafından dağıtık konsensüs sağlamak için kullanılan bir mekanizmadır. Aşağıdakileri de içeren önemli avantajları vardır:

  • Güvenlik: PoW, bir saldırganın ağın çoğunluk kontrolünü sağlamak için, 51% saldırısı olarak bilinen ağın madencilik gücünün çoğunluğunu kontrol etmek için önemli miktarda hesaplama kaynakları harcaması gerektiğinden, ağ için güvenlik sağlar.
  • Merkezsizlik: PoW, madencilerin karmaşık matematiksel bulmacaları çözmek için birbirleriyle yarışmalarını gerektirerek, ağın katılımcıları arasında güç dağıtımını sağlayarak, ağın herhangi bir kişi veya kuruluş tarafından kontrol edilmesini zorlaştırır.
  • Teşvik: PoW, madencilerin başarıyla bir bulmacayı çözdüklerinde yeni basılan koinlerle ödüllendirilmesiyle, madencilerin hesaplama kaynaklarını ağa katkıda bulunmalarını teşvik eder. Bu, ağın güvenli ve merkezsiz kalmasını sağlamaya yardımcı olur.

Proof of Work’ün Dezavantajları

Proof of Work (PoW), kripto para birimleri dünyasında yaygın olarak kullanılan bir algoritmadır. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli dezavantajları vardır:

  • Enerji tüketimi: PoW, karmaşık matematik problemlerini çözmek ve işlemleri doğrulamak için çok fazla bilgi işlem gücü gerektirdiğinden, oldukça enerji yoğun bir süreçtir. Bu, çevreye zararlı olabilecek enerji tüketiminde önemli bir artışa yol açabilir.
  • Zaman: Madencilik veya PoW’daki matematik problemlerini çözme süreci zaman alıcı olabilir. Bu, blockchain ağının genel hızını ve verimliliğini yavaşlatabilir.
  • Pahalı donanım ve elektrik maliyetleri: Kişilerin ve kuruluşların PoW’a katılabilmeleri için pahalı donanımlara yatırım yapmaları ve yüksek elektrik maliyetleri ödemeleri gerekir. Bu, küçük oyuncuların ağa katılmasını zorlaştırabilir ve merkezileşmeye yol açabilir.
  • Merkezileştirme potansiyeli: Madencilik çok fazla bilgi işlem gücü gerektirdiğinden, küçük oyuncuların büyük, iyi finanse edilen kuruluşlarla rekabet etmesi zor olabilir. Bu, madencilik gücünün çoğunluğuna az sayıda varlığın sahip olduğu ağın merkezileşmesine yol açabilir. Bu, ağın güvenliğini ve merkezsizleştirilmesini tehlikeye atabilir.

Proof of Work Bir İşlemi Nasıl Doğrular?

Örneğin, bir madenci bir problemi çözdüğünde, blok zinciri ağına bir sonraki işlem bloğunu ekleyebilir ve belirli sayıda Bitcoin ile ödüllendirilir. Bu işlem, herhangi bir tek birimin ağı kontrol etmesini veya işlemleri değiştirmesini zorlaştırarak ağın güvenliğini ve bütünlüğünü sağlar.

Bir işlemi PoW ile doğrulamak için, madenci önce bir grup işlemi (ayrıca “blok” olarak da bilinir) toplar ve blokun kriptografik karmasını hesaplar. Madenci daha sonra, belirli sayıda başında sıfır olması gibi belirli kriterlere uyan bir karmayı bulmaya çalışarak karmaşık bir matematiksel problemi çözmeye çalışır.

Madenci problemi başarıyla çözdüğünde, işlem bloğunu blok zincirine ekler ve ağa yayınlar. Ağdaki diğer düğümler daha sonra çözümü doğrulayabilir ve blokları kendi blok zincirlerine ekleyerek işlemin doğrulanmış ve güvenli olduğunu sağlar.

Proof of Work’ün Kullanıldığı 3 Alan

  • 1- Kripto Para Birimleri: PoW, Bitcoin ve Ethereum gibi birçok popüler kripto para birimi tarafından ağlarındaki işlemleri güvenli hale getirmenin ve doğrulamanın bir yolu olarak kullanılır. Bu sistemlerde madenciler, işlemleri doğrulamak ve ödüller kazanmak için karmaşık matematik problemlerini çözmek için yarışırlar.
  • 2- Akıllı sözleşmeler: PoW, alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmanın koşullarının doğrudan kod satırlarına yazıldığı kendi kendini yürüten sözleşmeler olan akıllı sözleşmelerle birlikte de kullanılabilir. PoW, bu sözleşmelerin güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamaya yardımcı olabilir.
  • 3- Oylama sistemleri: PoW, oylamanın bütünlüğünü ve güvenliğini sağlamanın bir yolu olarak oylama sistemlerinde de kullanılabilir. Bu sistemlerde seçmenler, oylama sürecini doğrulamaya ve güvenceye almaya yardımcı olmak için bilgi işlem güçlerini kullanabilir ve sonuçların doğru olmasını sağlar.

Proof of Work ile Proof of Stake Arasındaki Farklar

proof of work 3

PoW ve PoS’un Benzerlikleri olsa da, iki arasında bazı farklılıklar da vardır:

PoW ve PoS arasındaki en önemli farkların bağlantısının nasıl doğrulandığı ve blok zincirine eklenmesidir. PoW’da, madenciler işlemleri doğrulamak için karmaşık matematiksel problemleri çözmeye çalışır. Problemi ilk çözen madenci, sonraki işlemlerin blok zincirine eklenmesine izin verir ve belirli sayıda Bitcoin ile ödüllendirilir.

Karşılığında, PoS kullanıcıların koinlerini kullanarak işlemleri doğrulamalarına dayanır. PoS’da, bir blok işleminin doğrulanması için kullanıcının seçilme olasılığı, staked olan koin sayısına orantılıdır. Bu, daha fazla koin sahibi olan kullanıcıların blok doğrulamak için daha yüksek bir olasılıkla seçilme olasılığına sahip olduğu anlamına gelir, ancak aynı zamanda kötü niyetli hareket etmeleri durumunda daha fazla kaybetme olasılıkları da vardır.

Diğer bir anahtar fark PoW ve PoS arasında gereken enerji ve hesaplama gücü miktarıdır. PoW, karmaşık matematiksel problemleri çözmek için çok fazla enerji ve hesaplama gücü gerektiren bir süreçtir. Karşılığında, PoS çok daha az enerji gerektirir, çünkü aynı seviyede hesaplama gücüne ihtiyaç duymaz.

Genel olarak, PoW ve PoS hem blok zincir ağındaki işlemleri güvence altına almak hem de doğrulamak için aynı amaca hizmet ederken, bunu yapmak için farklı mekanizmalar kullanır. PoW, madenciler ve çok sayıda hesaplama gücüne dayanırken, PoS kullanıcıların koinlerini stake etmelerine dayanır.

Proof of Work Kullanan Bazı Kripto Paralar

Bitcoin: Bitcoin, ilk ve en iyi bilinen kripto para birimidir ve işlemleri doğrulamak için PoW sistemini kullanır. Bitcoin ağında, madenciler karmaşık matematiksel problemleri çözmeye çalışırlar ve işlemleri doğrulamak ve ödüller kazanmak için yarışırlar.

Litecoin: Litecoin, Bitcoin’in daha hızlı ve hafif bir alternatifi olarak oluşturulmuş bir kripto para birimidir. PoW ile işlemleri doğrular ve Bitcoin’den daha hızlı bir blok zamanı ve daha yüksek bir maksimum arzı vardır.

Monero: Monero, gizlilik odaklı bir kripto para birimidir ve işlemleri doğrulamak için PoW kullanır. ASIC madencilik donanımına karşı dirençli tasarlanmış özel bir madencilik algoritması olan CryptoNight’ı kullanır, bu da bazı diğer PoW kripto para birimlerinden daha çok merkezsizdir.

Çoğu popüler kripto para birimleri, ağlarındaki işlemleri güvence altına almak ve doğrulamak için PoW’yu kullanır. PoW’nun yüksek enerji tüketimi ve merkezileşme potansiyeli gibi bazı dezavantajları olmasına rağmen, hala yaygın olarak kullanılmakta ve etkili bir şekilde çalışmaktadır.

Proof of Work’ün Gelecekteki Etkisi

Kripto para dünyasında PoW’un kullanımı önemli bir etkiye sahiptir ve muhtemelen blok zinciri ve kripto para dünyasının geleceğini şekillendirmeye devam edecektir. PoW, blok zinciri ağlarını daha güvenli ve güvenilir hale getirmiştir ve çok sayıda popüler kripto para oluşturulmasına olanak sağlamıştır.

Ancak, PoW aynı zamanda yüksek enerji tüketimi ve merkezileşme potansiyeli gibi bazı dezavantajlara da sahiptir. Bu sorunlar, Proof of Stake (PoS) gibi alternatif konsensüs algoritmalarının geliştirilmesiyle çözülmeye çalışılmaktadır; bu algoritmalar daha verimli ve merkezsiz olmak üzere tasarlanmıştır.

Smart Contract (Akıllı Sözleşme) Nedir?

0

Smart Contract (Akıllı Sözleşme) Nedir?

Bir akıllı sözleşme, alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmanın koşullarının doğrudan kod satırlarına yazılmış bir kendini çalıştıran sözleşmedir. Bu kod, blockchain üzerinde saklanır ve çalıştırılır, böylece belirli koşullar sağlandığında sözleşmenin otomatik olarak çalıştırılmasını sağlar.

Akıllı sözleşmeler, tedarik zinciri yönetimi, gayrimenkul ve sigorta gibi geniş bir uygulama alanında kullanılabilir. Potansiyelleri, verimliliği artırmak, maliyetleri azaltmak ve sözleşmeye katılan taraflar arasında güveni arttırmak için vardır.

Akıllı sözleşmelerin önemli avantajlarından biri, sözleşmenin çalıştırılmasını otomatikleştirebilmeleridir. Bu, aracıların gereksinimini ortadan kaldırır ve insan hatası riskini azaltır. Ayrıca, blockchain üzerinde sözleşmenin tamir edilemez bir kaydını sağlarlar, böylece anlaşıldıktan sonra sözleşmenin koşulları değiştirilemez.

Genel olarak, akıllı sözleşmeler, sözleşmelerin nasıl oluşturulacağı, çalıştırılacağı ve uygulanacağı konusunda devrim yaratma potansiyeline sahiptir.

Akıllı Sözleşmelerin Tarihi

smart contracts 1

Amerikalı bilgisayar bilimcisi Nick Szabo, 1994 yılında akıllı sözleşme kavramını önerdi. Szabo, bir banka veya yasal sistem gibi üçüncü taraf aracısı olmadan bir sözleşmenin koşullarını uygulamak ve yerine getirmek için bir dijital sistem oluşturmaya ilgi duyuyordu.

Szabo’nun fikri, “kendiliğinden çalışan” sözleşmelerin kavramına dayanıyordu, iki taraf arasındaki anlaşmanın koşulları doğrudan kod satırlarına yazılıyordu. Kod sonra depolanır ve bir blockchain ağında çalıştırılır, böylece belirtilen koşullar sağlandığında sözleşme otomatik olarak yürürlüğe girer. Szabo’nun kavramı etkileyiciydi ancak blockchain teknolojisinin gelişmesine kadar akıllı sözleşmeler pratik bir gerçeklik haline gelmedi.

Bugün, akıllı sözleşmeler finans, tedarik zinciri yönetimi, gayrimenkul ve sağlık gibi çeşitli sektörlerde kullanılıyor. Birçok uzman, akıllı sözleşmelerin kullanımının, daha fazla organizasyonun potansiyellerini tanıyarak süreçleri akışkanlaştırmak ve maliyetleri azaltmak için gelecek yıllarda artmaya devam edeceğine inanıyor.

Nick Szabo Kimdir?

nick szabo
Nick Szabo

Nick Szabo, bilgisayar bilimci ve hukuk uzmanı olarak bilinir. Dijital sözleşmeler ve kripto para birimleri alanında öncü çalışmalarıyla tanınmaktadır. Szabo, “akıllı sözleşmeler” kavramını önermesiyle övülmüştür; bu sözleşmeler, alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmanın koşullarının doğrudan kod satırlarına yazılmış olan kendini çalıştıran sözleşmelerdir.

Ayrıca, dijital para birimleri alanında da önde gelen bir araştırmacıdır ve birçok blockchain tabanlı projede yer almıştır. Szabo, Macaristan’da doğmuş ve çocukken ailesiyle birlikte ABD’ye göç etmiştir. Washington Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi ve hukuk okudu ve daha sonra George Washington Üniversitesi’nden hukuk diploması aldı. 1996’te, Szabo, “Akıllı Sözleşmeler: Dijital Pazarlar İçin Yapı Taşları” başlıklı bir makale yayınladı. Bu makalede, dijital sözleşmeler ve blockchain teknolojisini kendini çalıştıran, çalışmaz hale getirilemeyen anlaşmalar oluşturmak için kullanmak için önerdi.

Akıllı sözleşmeler üzerindeki çalışması, blockchain tabanlı uygulamaların ve merkezsiz ağların gelişiminde çok etkili olmuştur. Akıllı sözleşmeler üzerindeki çalışmasının yanı sıra, Szabo dijital para birimleri alanında da çalışmalarıyla tanınmaktadır. Bu konuda önde gelen yetkililerden biri olarak kabul edilir ve Bit Gold gibi birçok blockchain tabanlı projede yer almıştır.

Bugün, Szabo, blockchain teknolojisi ve dijital sözleşmeler alanında araştırmacı ve danışman olarak çalışmaya devam ediyor. Ayrıca, Maryland Üniversitesi’nde de öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır ve blockchain teknolojisinin hukuki sonuçları üzerine dersler vermektedir.

Szabo’nun Bitcoin’in yaratıcısı Satoshi Nakamoto olduğu iddia edilmektedir fakat kendisi bu iddiaları yalanlamıştır.

Bitcoin Akıllı Sözleşmeleri Destekliyor mu?

Bitcoin, merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan eşler arası işlemleri sağlayan merkezsiz bir kripto para birimidir. Bitcoin, doğal olarak akıllı sözleşmelerin kullanımını desteklemese de, diğer blok zinciri platformlarında akıllı sözleşmelerle birlikte kullanılarak bir değişim aracı olarak kullanılabilir. Akıllı sözleşmeler, alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmanın koşullarının doğrudan kod satırlarına yazılmış olan kendiliğinden çalışan sözleşmelerdir.

Kod ve içinde bulunan anlaşmalar, sonra blok zinciri ağında saklanır ve çalıştırılır. Bitcoin’i akıllı sözleşmelerle kullanmak için, bir kullanıcı önce Ethereum gibi akıllı sözleşmelerin kullanımını destekleyen bir platformda bir akıllı sözleşme oluşturur. Sözleşme, taraflar arasındaki anlaşmanın koşullarını belirtecek, sözleşmenin çalıştırılması için karşılanması gereken herhangi bir koşulu da dahil olmak üzere.

Örneğin, bir evin satışı için bir akıllı sözleşme, alıcının belirlenen bir adrese satın alma fiyatını transfer etmesini ve satıcının ödeme alındığında evin mülkiyetini alıcının adresine transfer etmesini belirtecektir. İşlemi gerçekleştirmek için, sözleşmeye dahil olan taraflar Bitcoin kullanarak değer transferi yapacak. Alıcı, satıcının belirlenen adresine anlaşılan miktarda Bitcoin gönderecek ve ödeme alındığında, sözleşme otomatik olarak çalıştırılacak ve evin mülkiyeti alıcıya transfer edilecektir.

Akıllı Sözleşmeleri Kullanan Kripto Paralar

Birçok kripto para birimi, akıllı sözleşmelerin kullanımını destekler, ancak en iyi bilinen ve en yaygın kullanılan akıllı sözleşme platformu Ethereum‘dur. Ethereum, akıllı sözleşmelerin oluşturulması ve çalıştırılmasını desteklemek için özel olarak tasarlanmış bir blockchain tabanlı platformdur.

Ethereum, geliştiricilere akıllı sözleşmeleri Ethereum blockchain’ine dağıtmalarını sağlayan Solidity adlı bir programlama dilini kullanır. Bir sözleşme dağıtıldıktan sonra, belirtilen koşullar sağlandığında otomatik olarak çalıştırılabilir ve değiştirilemez hale gelir. Ethereum’un yanı sıra, akıllı sözleşmelerin kullanımını destekleyen birçok diğer kripto para da bulunmaktadır. Bunlar arasında şunlar bulunmaktadır:

Bu kripto paralar, akıllı sözleşmelerin oluşturulması ve çalıştırılması için kendi platformlarını ve programlama dillerini sunmaktadır. Örneğin, EOS WebAssembly (WASM) adlı bir dil kullanırken, TRON Solidity adlı bir dil kullanır. Genel olarak, kripto paralarla birlikte akıllı sözleşmelerin kullanımı giderek artan bir trend olmaktadır ve birçok uzman, bu teknolojinin gelecek yıllarda daha da önem kazanacağına inanmaktadır.

Akıllı Sözleşmeler Neden Önemlidir?

Akıllı Sözleşmeler, karmaşık işlemlerin otomasyonunu sağladıkları için önemlidir; bu, zaman kazandırır ve hataların riskini azaltır. Akıllı Sözleşmeler, kendiliğinden çalıştıkları için, anlaşmanın koşullarının şeffaf ve güvenli bir şekilde uygulanmasını sağlayabilir.

Bu, finans, tedarik zinciri yönetimi ve gayrimenkul gibi endüstrilerde sözleşmelerin uygulanmasının önemli olduğu durumlarda özellikle yararlı olabilir. Ayrıca, akıllı sözleşmeler merkezsiz bir blok zinciri ağında saklandığı için, otomatikleştirdikleri işlemlerin güvenliğini ve değişmezliğini artırabilir.

Akıllı Sözleşmeler Nasıl Oluşturulur?

Programlama bilgisine sahip olmanız ve blockchain teknolojisinin temel anlayışına sahip olmanız gerekiyor. Smart contractları yazmak için popüler programlama dilleri: Solidity, Vyper ve LLL’dir.

Bir smart contract oluşturmak için öncelikle anlaşmanın koşullarını kod olarak tanımlamanız gerekiyor. Bu kod, belirtilen koşullar karşılandığında otomatik olarak saklanıp çalıştırılacak bir blockchain ağına yayınlanacaktır. (Bknz: ICO Nedir?)

Bir akıllı sözleşme dağıtıldıktan sonra, bunu yapma izni olan herkes tarafından erişilebilir ve etkileşimde bulunulabilir. Bu, bir blockchain cüzdanı veya özel bir akıllı sözleşme platformu kullanılarak yapılabilir. Akıllı sözleşmeler aslında yalnızca kod parçaları olduğundan, karmaşık ve anlaşılması zor olabileceklerini de belirtmekte fayda var. Haddizatında, herhangi bir akıllı sözleşmeyi gerçek dünya ortamında kullanmadan önce dikkatlice incelemek ve test etmek önemlidir.

Platform Dil Özellikler
Ethereum Solidity Turingcomplete, merkezsiz, açık kaynaklı, blockchain tabanlı platform
Hyperledger Fabric Go, Java, JavaScript Modüler mimari, izinli ağ, pluggable consensus
Corda Java, Kotlin Dağıtık defter teknolojisi, gizlilik odaklı, açık kaynaklı
Quorum Go, Java, JavaScript Kurumsal odaklı, izinli ağ, gizlilik odaklı

Akıllı Sözleşmeler Oluşturmak İçin Blockchain Ağları

crypto smart contracts

Ethereum, EOS ve TRON dahil olmak üzere akıllı sözleşmeler oluşturmak ve dağıtmak için kullanılabilecek birkaç popüler blok zinciri ağı vardır. Ethereum, bu ağların en bilinenidir ve genellikle akıllı sözleşmeler için “yerel” platform olarak kabul edilir.

Bunun nedeni, Ethereum’un akıllı sözleşmelerin oluşturulmasını ve yürütülmesini destekleyen ilk blockchain ağlarından biri olması ve geliştiricilerin kullanması için çok çeşitli araçlar ve kaynaklar sunmasıdır. EOS ve TRON gibi diğer ağlar da akıllı sözleşmelerin oluşturulmasını ve yürütülmesini destekler. Blockchain ağları kendi benzersiz özelliklerini ve avantajlarını sunabilir. Nihayetinde, ihtiyaçlarınız için en iyi blockchain ağı, özel gereksinimlerinize ve hedeflerinize bağlı olacaktır.

Hangisinin ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılayacağını görmek için farklı ağları araştırmak ve karşılaştırmak iyi bir fikirdir.

Akıllı Sözleşmelerin Avantajları

Mevcut olan akıllı sözleşmelerin kullanımının birçok önemli avantajları vardır, bunlar arasında artan verimlilik, düşen maliyetler ve gelişmiş güvenlik sayılabilir.

  1. Artan Verimlilik: Akıllı sözleşmelerin en önemli avantajlarından biri, sözleşme uygulamasının otomatikleştirilmesiyle sözleşmeyi tamamlamak için aracıların gerekliliğinin ortadan kalkması ve zaman ve çaba gerektiren sürecin kısaltılmasıdır. Bu, sözleşme sürecini daha verimli hale getirebilir.
  2. Düşen Maliyetler: Akıllı sözleşmelerin diğer bir avantajı, sözleşme uygulamasıyla ilişkili maliyetlerin azaltılmasıdır. Aracıların gerekliliğinin ortadan kalkması ve insan hatası riskinin azaltılmasıyla, akıllı sözleşmeler, sözleşme uygulamasının toplam maliyetini düşürebilir. Bu, özellikle çok sayıda sözleşme imzalayan işletme ve kuruluşlar için çok yararlı olabilir.
  3. Gelişmiş Güvenlik: Akıllı sözleşmeler, sözleşme sürecinin güvenliğini artırabilir. Akıllı sözleşmenin koşullarının blockchain üzerinde saklanıp uygulanması nedeniyle, anlaşıldıktan sonra değiştirilemez ve manipüle edilemez olması, sözleşme sürecinde hile ve diğer davranış biçimlerinin riskini azaltabilir.

Akıllı Sözleşmelerin Dezavantajları

Birçok potansiyel avantajları olan akıllı sözleşmelerin kullanılmasına rağmen, dikkate alınması gereken dezavantajları da vardır. Bu dezavantajlar arasında, düzenleyici denetiminin olmaması, potansiyel hatalar ve kısıtlı erişilebilirlik sayılabilir.

  1. Düzenleyici Denetimin Olmaması: Akıllı sözleşmelerin ana dezavantajlarından biri, bu alanda düzenleyici denetiminin olmamasıdır. Akıllı sözleşmelerin, blok zincirinde kod tarafından otomatik olarak yürütülmesi nedeniyle, geleneksel sözleşmelere kıyasla aynı düzeyde düzenleyici denetime tabi olmamalarıdır. Bu denetimsizlik, akıllı sözleşmeye katılan taraflar için belirsizlik ve potansiyel riskler oluşturabilir. (Bknz: Proof Of Work Nedir?)
  2. Potansiyel Hatalar: Akıllı sözleşmelerin diğer bir dezavantajı, sözleşme kodunda hataların oluşma potansiyelidir. Akıllı sözleşmelerin kod tarafından otomatik olarak yürütülmesi nedeniyle, kodun herhangi bir hatası istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bu, akıllı sözleşmeye katılan taraflar için risk oluşturabilir ve sözleşmenin koşullarının uygulanmasını zorlaştırabilir.
  3. Kısıtlı Erişilebilirlik: Son olarak, akıllı sözleşmelerin kullanımı, erişilebilirliği tarafından sınırlandırılabilir. Tüm bireyler ve kurumlar, akıllı sözleşmeler oluşturmak ve yürütmek için gerekli teknik bilgi ve uzmanlığa sahip değildir. Bu, akıllı sözleşmelerin potansiyel kullanım durumlarını sınırlayabilir ve bazı taraflar için daha erişilemez hale getirebilir.

Akıllı Sözleşmelerin Kullanım Örnekleri:

Akıllı sözleşmelerin, otomatik sigorta talepleri, tedarik zinciri yönetimi ve gayrimenkul işlemleri gibi çeşitli uygulamalarda kullanılabilecek potansiyeli vardır.

  1. Sigorta Talepleri: Bir akıllı sözleşmenin potansiyel kullanım durumu, otomatik sigorta taleplerinin işlenmesinde olabilir. Akıllı sözleşmeleri kullanarak, sigorta poliçesinin koşulları ve şartları karşılandığında, sigorta talepleri otomatik olarak işlenebilir ve ödenebilir. Örneğin, bir akıllı sözleşmeyi, aracın kazasının kanıtının ve poliçenin koşullarının karşılandığında, aracın kazası için bir talebin otomatik olarak ödenmesini sağlayabilir.
  2. Tedarik Zinciri Yönetimi: Akıllı sözleşmelerin kullanımı, tedarik zinciri yönetiminde olabilir. Akıllı sözleşmeleri kullanarak, malların tedarik zincirindeki hareketini izlemek mümkün olur. Bu, hileleri azaltmaya ve tedarik zincirinin genel verimliliğini artırmaya yardımcı olabilir.
  3. Gayrimenkul İşlemleri: Akıllı sözleşmeler, gayrimenkul işlemlerinde de kullanılabilir. Bir gayrimenkul sözleşmesinin koşullarını otomatik olarak yürütmek için bir akıllı sözleşmeyi kullanarak, gayrimenkul satın alma ve satma sürecini akışkanlaştırabilirsiniz. Bu, gayrimenkul işleminin tamamlanması için gereken zaman ve çabayı azaltabilir ve sürecin güvenliğini ve şeffaflığını artırabilir.

Özetle Akıllı Sözleşmeler:

Akıllı sözleşme, blockchain üzerinde saklanan ve çalıştırılan kendiliğinden çalışan bir sözleşmedir. Akıllı sözleşmeler, çeşitli uygulamalarda verimliliği artırma, maliyetleri azaltma ve güvenliği geliştirme potansiyeline sahiptir.

Akıllı sözleşmelerin temel avantajları arasında verimlilik artışı, maliyetlerin azalması ve güvenlikte iyileşme sayılabilir. Bir sözleşmenin çalıştırılmasını otomatikleştirerek, akıllı sözleşmeler aracıların gereksinimini ortadan kaldırabilir ve bir sözleşmeyi tamamlamak için gereken zaman ve çaba azaltabilir. Ayrıca, blockchain üzerindeki akıllı sözleşmelerin değiştirilemez niteliği, hile ve diğer davranış biçimlerindeki riski azaltmaya yardımcı olabilir.

Genel olarak, akıllı sözleşmelerin kullanımıyla ilgili bazı zorluklar ve sınırlamalar olmasına rağmen, potansiyel faydaları onları sözleşmeler ve işlemler dünyasında heyecan verici ve umut verici bir gelişme alanı haline getiriyor.

MACD Nedir?

0

Teknik analizde sık sık kullanılan MACD indikatörünün ne olduğunu ve nasıl yorumlandığını inceleyelim.

MACD Nedir?

Bu indikatör genellikle al – sat sinyali üretir. Burada sadece 0 (sıfır) seviyesi vardır. Yani RSI indikatöründe olduğu gibi 1’den 100’e kadar seviyeler bulunmaz. Sıfır seviyesinin altı kırmızı, üstü ise yeşildir. Mavi renkli çizgi MACD çizgisi olarak adlandırılır. MACD çizgisi bulunurken 12 birimlik üssel ortalamadan 26 günlük üssel ortalama çıkarılır. Turuncu renkli çizgi ise 9 birimlik hareketli üssel ortalamadır.

MACD Nasıl Yorumlanır (Özet)

MACD 19.07-1

Eğer mavi renkli çizgi turuncu renkli çizgiyi yukarı doğru keser ise bu bir al sinyalidir. Tam tersine, mavi renkli çizgi turuncu renkli çizgiyi aşağı yönlü keser ise bu bir sat sinyalidir. Yani kısaca turuncu çizgi sat sinyali, mavi çizgi al sinyalidir diyebiliriz.

Bu al – sat sinyallerinin sıfırın altında mı yoksa üstünde mi geldiği oldukça önemlidir. Çünkü sıfırın üstünde gelen alım sinyali güçlü bir sinyal olarak yorumlanır. Sıfırın altında gelen sat sinyali de güçlü bir sat sinyali olarak yorumlanır. (bknz: RSI Nedir?)

MACD  İndikatörünün Dezavantajları Nelerdir?

Bu indikatör RSI gibi öncü bir gösterge değildir ve geç sinyal veren bir indikatördür. Bu nedenle MACD indikatörünün başka indikatörlerle birlikte kullanılması en sağlıklı sonuçları verecektir. Örneğin, Bollinger bantları veya işlem hacmi ile birlikte kullanılabilir.

MACD indikatörü kısa vadeli grafiklerden ziyade uzun vadeli grafiklerde daha doğru sonuçlar vermektedir. Bu nedenle en az 1 saatlik grafiklerde kullanılması uygun olacaktır. Ayrıca bu  indikatörün öncü bir gösterge değil onaylayıcı bir gösterge olduğu unutulmamalıdır.

MACD İndikatörü Nasıl Yorumlanır (Detaylı)

MACD-03.07-1

Genel anlamda bir trend takip indikatörüdür. İki farklı hareketli ortalamanın arasındaki ilişkiyi gösterir. Ayrıca bir momentum aracıdır. Bu indikatör sayesinde al veya sat sinyalleri elde edilebilmektedir.

Bu indikatör içerisinde 12 günlük üssel hareketli ortalama ile 26 günlük üssel hareketli ortalama yer alır. Kısa vadeli yani 12 EMA’dan 26 EMA çıkarılır. Sonucunda MACD çizgisi oluşturulur.

Yukarıdaki grafikte 12 EMA değerinden 26 EMA değer çıkarıldığı zaman oluşan değer mavi çizgi ile gösterilmiştir. Turuncu çizgi ise 9 günlük üssel hareketli ortalama anlamına gelmektedir. Bu çizgiye ise sinyal çizgisi adı verilmektedir. Oluşan MACD çizgisinden ayrı olarak bu çizginin de var olmasının ana nedenlerinden birisi trend değişimini takip edebilmektir.

Ayrıca histogram adı verilen sütunların da işlevi vardır. Sinyal çizgisi ile MACD arasındaki farkı sütunlar olarak göstermeye yarar. Bu çizgiler birbirinden uzaklaşırsa sütunlar yükselir, çizgiler yakınlaştıkça bu sütunlar küçülür.

MACD-03.07-2

Sütunlar gittikçe küçülmeye başladıysa trendin tersine döneceği anlamına gelir. Kırmızıdan yeşile dönmesi yükseliş trendinde olduğu, yeşilden kırmızıya dönmesi ise tam tersi anlamına gelir.

Eğer MACD, sinyal çizgisini yukarı yönlü keserse yükseliş gerçekleşir. MACD çizgisi sinyal çizgisini aşağı yönlü keserse tam tersi bir durum gözlenir.

Ayrıca MACD çizgisi (0) seviyesini yukarı yönlü keserse yükseliş, aşağı yönlü keserse düşüş gözlemlenir.

MACD Uyumsuzluğu ve Pozitif Uyumsuzluk Nedir?

MACD-03.07-3

Uyumsuzluklar söz konusu olduğunda, fiyat yükseldikçe MACD daha düşük tepeler oluşturuyorsa buna negatif uyumsuzluk adı verilir. Bu da ayı sinyali olarak kabul edilebilir.

MACD-03.07-4

Pozitif uyumsuzluk yani boğa sinyalinin kaydedildiği zamanda ise fiyat daha düşü tepe yaparken MACD daha yüksek tepe gerçekleştirir. Bu da yükselişin devam gerçekleşeceği anlamına gelir.

En İyi MACD Değerleri

MACD-03.07-5

MACD adı verilen bu indikatörün standart ayarları 12 üssel hareketli ortalama ile 26 üssel hareketli ortalamadır. Bunlara kısada 12 EMA ve 26 EMA adı verilir. Ayarlardaki 12 EMA olan kısma hızlı hareketli ortalama ve 26 EMA’ya ise yavaş hareketli ortalama denir. Bu ayarlar değiştirilebilir ancak genellikle bu orijinal ayarları kullanılır.

Bazen doğru verileri vermeyebilir. Bu durumda kullanıcılar kendi ayarlarını yaparak farklı bir şekilde bu indikatörü kullanabilir.

RSI (Göreceli Güç Endeksi) Nedir?

0

Teknik analizde sıklıkla kullanılan RSI indikatörünün ne olduğunu ve nasıl yorumlandığını inceleyelim.

RSI Nedir?

Kısaca RSI, fiyat ile birlikte hareket eden ve fiyatın gücünü gösteren bir indikatördür. Bir benzetme yaparak açıklayacak olursak, fiyatı araba ve RSI da arabanın ivmesi olarak düşünebiliriz. (ayrıca bakınız: MACD Nedir?)

RSI Nasıl Hesaplanır?

En iyi sonucu 14 birimlik ayarda vermektedir. Bu göstergenin hesaplaması yapılırken grafiğin analiz edildiği zaman diliminde oluşan son 14 mumun en yüksek seviyesi ve en düşük seviyesinin ortalaması kullanılır.

RSI Nasıl Yorumlanır ve Ne Katkı Sağlar?

RSI 19.07-1

RSI seviyeleri 0’dan başlar ve 100’e kadar çıkar. Burada 30 ve 70 seviyeleri oldukça önemlidir çünkü bu seviyeler üzerinden yorumlama yapılmaktadır. RSI indikatörünün 30 seviyesinin altında olduğu bölgeler aşırı satış bölgesi, 70 seviyesinin üzerinde olduğu bölgeler ise aşırı alım bölgesi olarak değerlendirilir. 30 ve 70 seviyelerine ek olarak 50 seviyesi de önemli bir seviyedir. Bu seviye RSI indikatörünün tam orta noktasıdır. Bu nedenle RSI indikatörü 50’nin üzerindeyse yukarı yönlü trend var, 50’nin altındaysa aşağı yönlü trend var diye yorumlanır.

RSI İndikatörü Nasıl Kullanılır?

RSI-03.05-1

Göreceli Güç Endeksi’nin kısaltması olarak RSI kullanılmaktadır. En popüler indikatörler arasında ön sıralarda yer almaktadır.

RSI, varlığın aşırı alım veya aşırı satım bölgelerine girip girmediğini gösterir. Aşırı satım, satışların çok olduğu anlamına gelir. Aşırı alım ise alım baskısının arttığı anlamına gelir.

Bu indikatör 0 ile 100 arasında değer göstermektedir. Genellikle 30’un altına düştüğünde aşırı satım, 70’in üzerine çıktığında aşırı alım gerçekleştiğini gösterir. Ayrıca RSI, 50 değerinin üzerinde olduğunda yükseliş trendinin oluşumu beklenmektedir. Bu değerin altında olduğunda ise düşüş trendi oluşumu gözlemlenebilir.

RSI-03.05-2

Yukarıdaki grafikte aşırı alım ve aşırı satım değerleri gösterilmiştir.

RSI Uyumsuzlukları Nelerdir?

RSI-03.05-4

Yukarıdaki grafikte negatif uyumsuzluk gösterilmiştir. Her ne kadar RSI’ın düşmesi ile birlikte fiyatın yükselmesi iyi bir anlam gibi görünse de aslında olumsuz bir durumdur.

Kripto varlığın fiyatı yükselmeye devam etmesi ve RSI’ın düşmesi, yükselişin indikatörler için bir anlamı olmadığı ve spekülasyonların var olduğu anlamına gelmektedir. Bu negatif uyumsuzluk, sat sinyali görevi de görmektedir.

RSI-03.05-5

Bu grafikte ise pozitif uyumsuzluk gösterilmiştir. Pozitif uyumsuzluk genelde olumlu anlamdadır. Göstergeler yükselirken fiyatın düşmesi ile oluşur. Genellikle manipülasyonun söz konusu olduğu zaman gerçekleştiği için elindeki varlıkları satma anlamına gelmektedir.

RSI-03.05-6

RSI uyumsuzlukları arasında gizli uyumsuzluklar da vardır. Yukarıdaki grafikte ise gizli pozitif uyumsuzluk gösterilmiştir. Gizli boğa uyumsuzluğu adı da verilmektedir.

Fiyat yüksek dipler oluşturduğunda ve RSI daha düşük dipler oluşturduğunda ortaya çıkar. Bu uyumsuzlukta fiyatın biraz daha yükselmesi beklenir.

RSI-03.05-7

Gizli uyumsuzluklardan bir diğeri ise gizli negatif uyumsuzluktur. Ayrıca gizli ayı uyumsuzluğu adı da verilmektedir.

Fiyat daha düşük tepeler oluşturduğunda, RSI’ın daha yüksek tepeler oluşturması ile ortaya çıkar. Varlığın fiyatının daha da düşeceği ve düşüş trendinde işlem görmeye devam edeceği anlamına gelmektedir.

Momentum İndikatörü Nedir? Nasıl Yorumlanır?

0

Trend yapan ve yatay seyreden piyasalarda kullanılabilen “momentum” indikatörünün ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını inceleyelim.

Momentum İndikatörü Nedir?

Bu indikatörün en büyük özelliği hem trend yapan hem de yatay seyreden piyasalarda kullanılabiliyor olmasıdır. Buna ek olarak sade ve basit anlaşılır olması da birçok teknik analist tarafından tercih edilmesini sağlar (bknz: Teknik Analiz Nedir? Nasıl Yapılır?).

Momentum 25.08-1

Yukarıdaki görselde momentum indikatörünü görmektesiniz. Dikkatle incelendiğinde bu indikatörün, 0 (sıfır) çizgisi etrafında dalgalanan ve bazen negatif bazen de pozitif değerler taşıyan bir momentum çizgisinden oluştuğu görülmektedir. Aslında piyasanın temposunu ölçen bir indikatördür. Bu tempo ile yükselmekte olan fiyatların yükseliş hızını ve düşmekte olan fiyatların düşüş hızını ölçer. Bu nedenle sıfır çizgisinin etrafında dalgalanmakta olan momentum indikatörü için farklı yorumlama yöntemleri bulunmaktadır.

Momentum İndikatörü Nasıl Yorumlanır?

Diğer birçok indikatörde olduğu gibi, momentum indikatöründe de farklı yorumlama yöntemleri bulunmaktadır.

  1. Eğer momentum sıfırın üzerine çıkmış ve yükseliyor ise bu durum fiyatların, önceki fiyatlara nazaran yükseldiğini ve yükseliş hızının artmakta olduğunu gösterir. Bu nedenle, “Var olan yükseliş trendi kuvvetlenmektedir, long işlemlere devam edilmeli ve short işlemlerde kaçınılmalıdır.” şeklinde yorumlanmaktadır (bknz: Long İşlem Nedir? Nasıl Long İşlem Açılır?).
    Momentum 25.08-3
  2. Eğer momentum sıfırın üzerinde olmasına rağmen yataya bağlamış veya düşüşe geçmiş ise, bu durum fiyatlardaki yükselişin devam ettiğini fakat yükseliş hızının yavaşladığını gösterir. Bu nedenle, ” Var olan yükseliş trendi zayıflamaktadır ve long işlemlerdeki pozisyonlar hafifletilmelidir.” şeklinde yorumlanmaktadır.
  3. Eğer momentum tam olarak sıfır çizgisindeyse, bu fiyatların yatay seyrettiğini ve dolayısıyla yatay bir piyasada olduğumuzu gösterir. Momentum sıfırı yukarı kırar ise fiyatın yükselişe geçebileceğini veya sıfırı aşağı kırarsa fiyatların düşüşe geçeceğini işaret eder.
  4. Eğer momentum sıfırın altına inmiş ve düşüyor ise bu durum fiyatların, önceki fiyatlara nazaran düştüğünü ve düşüş hızının artmakta olduğunu gösterir. Bu nedenle, “Var olan düşüş trendi kuvvetlenmektedir, short işlemlere devam edilmeli ve long işlemlerden kaçınılmalıdır.” şeklinde yorumlanmaktadır (bknz: Short İşlem Nedir? Nasıl Short İşlem Açılır?).
    Momentum 25.08-2
  5. Eğer momentum sıfırın altında olmasına rağmen yatay seyretmekte veya yükselişe geçmiş ise, bu durum fiyatlardaki düşüşün devam ettiğini fakat düşüş hızının yavaşladığını gösterir. Bu nedenle, ” Var olan düşüş trendi zayıflamaktadır ve short işlemlerdeki pozisyonlar hafifletilmelidir.” şeklinde yorumlanmaktadır.
  6. Birçok indikatörde olduğu gibi, momentum indikatöründe de pozitif ve negatif uyumsuzluklar güçlü ipuçları vermektedir (bknz: Pozitif Uyumsuzluk ve Negatif Uyumsuzluk Nedir?).
  7. Fiyat grafiklerinin üzerine trend çizgileri çizilebildiği gibi momentum indikatörüne de trend çizgileri çizilebilir. Tıpkı fiyat grafiklerinde olduğu gibi trend kırılımları ile işleme dahil olunabilir (bknz: Trend Çizgisi Nedir ve Nasıl Çizilir?).
    Momentum 25.08-4

Fincan Kulp Formasyonu Nedir?

0

Fincan Kulp Formasyonu Nedir?

Fincan Kulp Formasyonu 27.06-1

Yükselen trendlerde oluşan fincan kulp formasyonu, bu yükseliş trendinin devam edeceğini gösterir. Bu formasyonun oluşma nedeni sert yükselişler yaşayan fiyatın düzeltme yapıyor olmasıdır. Yani fincan kulp formasyonu genellikle yükseliş hareketlerinin düzeltmelerinde görülmektedir.

Fincan kulp formasyonu ya da tüm dünyada bilinen adıyla “cup with handle” formasyonu; alım satım piyasalarında diğer formasyonlara nazaran daha ender karşılaşılan ve fiyat hareketinin bir sonraki hedefi ile ilgili traderlara fikir veren bir devam modelidir.

Bu formasyon sırasında önce bir çanağın oluştuğuna ve sonra da yaklaşık ilk çanağın 3’te 1’i boyutunda ikinci bir çanağın oluştuğu gözlemlenir. Doğal olarak ve şeklinden dolayı ilk çanak fincan, ikinci çanak ise bu fincanın kulpu olarak tabir edilir. Fincan kulp formasyonu sırasında, her iki çanak da yaklaşık olarak benzer noktalarda tepe yapar.

Bir varlığın fiyatı hakkında yapılan teknik analizlerde yön tayini ve gelecekteki hareketlerin tahmini konusunda referans alınabilen bu model, sonuçlarını özellikle orta ve uzun vadede gösterir. Trader’lar genel olarak bu formasyonun tamamlanışından sonra, kulp formasyonunun bittiği fiyatı başlangıç alarak alarak fincan çanağının  derinliği oranında bir yükselişin gerçekleşmesini beklerler.

Fincan Kulp Formasyonu Nasıl Kullanılır?

Fincan Kulp Formasyonu_2022-03-02_22-07-14

Fincan kulp formasyonunda boyun bölgesi adı verilen direnç bölgesinin kırılması ile formasyon aktif olur. Formasyonun aktif olması ile yükseliş hareketinin devam etmesi beklenir ve kulp derinliği kadar olan bölge ilk hedef bölgesi; çanak derinliği kadar olan bölge ise ikinci hedef bölgesi olarak seçilir. Ancak her ne kadar bir devam formasyonu olsa da dikkatli olmakta ve işleme girildikten sonra zararı durdur (stop loss) emirlerini aktif etmekte fayda vardır. Zararı durdur (stop loss) emirleri formasyonu aktifleştiren boyun (direnç) bölgesinin hemen altına konabilir.

Ayrıca fincan kulp formasyonunda işlem hacmi de oldukça önemli bir yere sahiptir. Çünkü yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu formasyon genellikle yükseliş hareketlerinin düzeltmelerinde görülmektedir. Bu nedenle fincan kulp formasyonu oluşurken işlem hacmi düşük olmalıdır. Bu durumu formasyonun teyidi gibi düşünebiliriz.

Direnç Seviyesinin Kırılacağı Yönünde Bir İşarettir

Teknik analizlerde fincan kulp formasyonu; bir varlığın fiyat hareketinde normalden daha hızlı bir iniş gerçekleştikten sonra, fincan formasyonunun başlangıç noktasına geri yükseldiği ve devamından da ilk çanağa oranla daha küçük bir düşüş yaşayarak tekrar başlangıç noktasına gelinmesi halinde ortaya çıkar. Fincan kulp formasyonu, piyasada yükseliş algısının ağır bastığı ve fiyatta tekrar bir yükselişin gerçekleşeceği şeklinde yorumlanır.

Oldukça ender karşılaşılan fincan kulp formasyonunda ilk çanağın tabanı hafiften düz bir şekil almalı, V harfine benzer şekilde olmamalıdır. İdeal olan bu formasyonda her iki tarafın tepe fiyatları eşit olması beklenir. Fincanın sap kısmı, genellikle ilk çanak derinliğine kıyasla yüzde 30 ila 50 yükseklikte olur.

Orta ve Uzun Vadeli Bir Formasyondur

Alım satım piyasalarında bu formasyonun gerçekleşmesi, birkaç haftadan birkaç yıla kadar uzayabilir. Ancak ortalama olarak 3 aydan uzun olarak göze çarpar. Fincan kısmının 1-6 ay arası dürmesi durumunda, kulpun 1-4 hafta arası süremsi beklenir. Kripto para piyasalarının fiyat hareketlerinin aşırı derecede oynak olması sebebiyle, geleneksel piyasalara nazaran çok daha kısa bir süre içerisinde (birkaç hafta içinde) formasyon tamamlanabilir.

Bu formasyonun ideal hali, ilk çanak oluşurken fiyatla birlikte işlem hacminin de azalması ve kulpun sonuna doğru işlem hacminin hızla artmasıdır.

Fincan kulp formasyonunda formasyonun tamamlandığı nokta olan kulpun bitiş noktası yatırımcılar için alım noktası olarak değerlendirilir.

Üçlü Dip ve Üçlü Tepe Formasyonu Nedir?

0

Üçlü Dip Formasyonu Nedir?

Üçlü dip formasyonu genellikle düşen trendlerin sonunda görülür ve trend değişiminin olacağını işaret eder. Bu formasyon çift dip ile benzerlik göstermektedir. Çift dip formasyonundan farkı ek olarak bir tane daha dip yapısının bulunmasıdır. Bu formasyon oluşurken düşüşlerde işlem hacmi düşerken yükselişlerde ise işlem hacmi artmaktadır. Eğer üçlü dip oluştuktan sonra direnç kırılımı gelirse formasyon aktif olur. Bu kırılımın hacimli olmasına ve boğa tuzağı olmamasına dikkat edilmelidir.

UCLU DIP - 23.06

Üçlü Tepe Formasyonu Nedir?

Üçlü tepe formasyonu genellikle yükselen trendlerin sonunda görülür ve trend değişiminin olacağını işaret eder. Bu formasyon çift tepe ile benzerlik göstermektedir. Çift tepe formasyonundan farkı ek olarak bir tane daha tepe yapısının bulunmasıdır. Bu formasyon oluşurken yükselişlerde işlem hacmi düşerken düşüşlerde ise işlem hacmi artmaktadır. Eğer üçlü tepe oluştuktan sonra destek kırılımı gelirse formasyon aktif olur. Bu kırılımın hacimli olmasına ve ayı tuzağı olmamasına dikkat edilmelidir.

UCLU TEPE - 23.06

Üçlü Tepe Formasyonu Nasıl Anlaşılır?

Üçlü Tepe

Üçlü Tepe formasyonu genellikle tepe bölgelerde oluşur. Fiyatta geri dönüş sinyalleri vermesi beklenilen bir başka formasyondur. Piyasada alıcıların artık satıcı bulamadığı ve fiyatın gittikçe gerilediği görülür. Yatırım yapılan aracın Üçlü Tepe görünümü sonrasında fiyatının gerilemesi beklenir.

Üçlü Tepe

Üçlü Tepe formasyonunda aranması gerekilenlerden ilki yükselişin devamında oluşmuş olmasıdır. Üçlü Tepe yapısındaki dip bölgelerin birbiri ile aynı seviyede olmasına gerek yoktur. Önemli olan üç tane tepe bölgesinin direnç aralığı üzerine çıkamamış olmasıdır, fitillerin direnç üzerinde olmasının pek bir önemi yoktur.

Üçlü Tepe Formasyonu Sonrası Ne Olur?

Formasyonun asıl anlatmak istediği, yükseliş sonrasında direnç bölgesini kırabilecek kadar alım gelmemesinden dolayı fiyatın yükselişe devam edemeyeceği veya bir süre düşüş sergileyeceğidir.

Formasyonun çalışabilirliğini daha da artırmak için destek bölgesinin kırılımının hacimli bir satış ile kırılıp kırılmadığına dikkat edilmelidir. Ortalama altı bir hacim ile kırılımının gerçekleşmesi durumunda beklenilen hedef gerçekleşmeyebilir.

Formasyonun hedefi ise Swing High ile Swing Low arasındaki mesafe kadardır.

Kızılay, Deprem için Toplanan Kripto Bağışlarını Kullanmaya Başladı!

0

Türkiye’de yaşanan deprem felaketinin ardından depremzedeler için bağış kampanyaları başlatıldı. Kripto para bağış kampanyaları başlatanlar arasında Kızılay, Ahbap ve İhtiyaç Haritası da yer aldı. Bu cüzdan adreslerine farklı miktarlarda bağışlar geldi.

Bağış cüzdanları, cüzdan hareketleri ve detaylı inceleme için her yardım kuruluşunun adreslerini içeren portföylerin linkini aşağıda bıraktık. İyi okumalar.

AHBAP Kripto Bağış Kampanyası

 Ahbap Deprem Bağışları
Ahbap Deprem Bağışları

Haluk Levent’in kurmuş olduğu AHBAP derneği, Türkiye’deki depremzedeler için birçok kampanya başlattı. Bu kampanyalardan biri de kripto bağış kampanyası oldu.

Haluk Levent, 7 Şubat günü ilk olarak BEP20 ağındaki bir cüzdan adresini paylaştı. Ardından Avalanche ve Ethereum ağındaki adreslerini de yayınladı.

Bu cüzdan adreslerine şu ana kadar toplamda 3.76 milyon dolar bağış geldi. Yazı yazıldığı sırada cüzdandan herhangi bir çekim işlemi gerçekleştirilmedi.

İhtiyaç Haritası Kripto Bağış Kampanyası

İhtiyaçHaritası
İhtiyaç Haritası Gelen Bağışlar

Sosyal kooperatif statüsünde kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak 2015 yılında kurulan İhtiyaç Haritası da kripto bağışları kabul etmeye başladı. İhtiyaç Haritası şu ana kadar 500 bin dolardan fazla kripto para bağışı topladı.

Yerli borsa Paribu’nun desteği ile yardım cüzdanları oluşturulmuştur. İhtiyaç Haritası, Ethereum, Solana, Polygon, Tron ve Bitcoin ağlarındaki cüzdan adresleri ile kripto bağışlarını kabul etmektedir.

KIZILAY Kripto Bağış Kampanyası

kizilay

Türkiye’deki en büyük insani yardım kuruluşu olan Türk Kızılay, 8 Şubat günü kripto bağışları kabul ettiğini duyurdu.

Kızılay’ın bağış kabul ettiği ağlar ise Bitcoin, Ethereum, Tron ve Polkadot oldu. Daha sonrasında listeye Cosmos ağı da dahil edildi. Bu cüzdanlara 100 bin dolardan fazla bağış geldi.

Kızılay Deprem Bağışları
Kızılay Deprem Bağışları – İşlemler

Bugün Kızılay’ın topladığı tüm kripto para bağışlarını başka bir cüzdana aktararak çekim yaptığı tespit edildi.

Kızılay, az önce gerçekleştirmiş olduğu 107 bin dolarlık çekim ile birlikte gelen tüm bağışları başka bir cüzdana transfer etmiş oldu. Bu transferler ile birlikte bağışların kullanılmaya başlandığı görülüyor.

İlginizi Çekebilir: Depreme Yardımcı Olan Kripto Para Şirketleri

Ethereum Günlük Direnç Seviyesini Kıramadı: 1350 Dolar Senaryosu

Ethereum düşüş hareketine devam ediyor. Ethereum düşüşe devam edecek mi? ETH’nin önemli destek ve direnç bölgelerini sizlere aktardık!

Ethereum 2 Günde Yüzde 10 Düştü!

ETHUSDTPERP 2023 02 10 14 31 03

Ethereum 2 gün içerisinde %10’nun üzerinde düşüş yaşadı. Ethereum’un önemli destek bölgelerini incelediğimizde en yakın destek bölgesi 1483$ seviyesinde bulunuyor.

ETH yükseliş hareketine devam etmek için, 1483$ bölgesinin üzerinde günlük mum kapatmaya devam etmesi gerekiyor. ETH 1483 dolar desteğinin üzerinde kalması halinde yükseliş hareketini tekrardan 1653$ seviyelerine kadar gerçekleştirebilir.

Ethereum, 1483$ bölgesinin altında günlük mum kapanışları gerçekleştirmesi halinde düşüş hareketini bir sonraki destek bölgesi olan 1350$ bölgesine kadar devam ettirebilir. (Bknz: Merkeziyetsiz Finans DeFi Nedir?)

Birçok ünlü yatırımcı ETH için düşüş hareketini 1350$ bölgesine kadar gerçekleştireceğini düşünüyor.

Ethereum için Yükseliş Senaryosu

 ETHUSDT 2H Grafik Analiz

Ethereum (ETH) fiyatları için TH57Trader’in yükseliş senaryosunu ele aldığımızda, mevcut görünüm itibariyle 1452 dolarlık bölgenin kaybedilmemesi durumunda, tekrar yükseliş trendine girebileceğini görüyoruz.

Özellikle trend hattının etrafında oluşan 1600-1700 dolarlık seviye oldukça önemli. Bu bölgeden gelebilecek güçlü satışlı bir red, fiyatları kısa süreli talep bölgesine itebilir ve yeterli talep görünmezse düşüş senaryosu oldukça acı bir şekilde çalışabilir.

Güncel Bitcoin Fiyat Analizi! Kritik Bölgede!

Bitcoin ve kripto paralarda düşüş hareketleri devam ediyor. Bugün analiz yazımızda Bitcoin’in önemli destek ve direnç bölgelerini sizlere aktardık.

Bitcoin Düşüşe Devam Edecek Mi?

BTCUSDTPERP 2023 02 10 14 01 51

Bitcoin fiyat grafiğini incelediğimizde, önemli destek bölgesi olan 22.200$ bölgesinin altında hareketini sürdürüyor. Bitcoin fiyatı yazı sırasında 21.810$ bölgesinden hareket ediyor. (Bknz: Satoshi Nakamoto Nedir?)

Bitcoin’in önemli destek bölgelerini incelediğimizde, en yakın destek bölgesin 20.500$ bölgesi olduğu görülüyor. Bitcoin düşüş hareketini 20.500$ bölgesine kadar devam ettirebilir.

Bitcoin’in en yakın direnç bölgesi 22.600$ bölgesinde bulunuyor. Bitcoin, 20.500$ destek bölgesinin üzerinde kaldığı sürece yükseliş hareketine devam etmek isteyebilir.

Bitcoin 20.500$ bölgesinin üzerinde kaldığı sürece yükselişini 23.700$ bölgesine kadar tekrar yükseliş gerçekleştirebilir.