-
Ethereum, rekor kaldıraçlı kısa pozisyonlar ve tarihi bir staking artışı nedeniyle önemli bir arz şokuyla karşı karşıya. Bu durum, dolaşımdaki arzı ciddi şekilde azaltıyor.
-
Büyük balina birikimi ve borsalardan gerçekleşen önemli çekimler, likiditeyi sıkıştırıyor; bu da kısa pozisyon sıkışması olasılığını ve ETH için potansiyel yükseliş patlamasını artırıyor.
-
Artan boğa momentumuna rağmen, hedge fonların temel ticaret stratejileri, eğer piyasa volatilitesi 2020 yılındaki “Kara Perşembe” gibi aşırı bir duruma dönüşürse tasfiye riskleri taşıyor.
Ethereum, rekor kısa pozisyonlar ve %29’un üzerinde staking ile arz şoku yaşıyor; bu durum likiditeyi sıkıştırıyor ve hedge fon riskleri arasında kısa pozisyon sıkışması potansiyelini artırıyor.
Ethereum Arz Şoku, Rekor Kaldıraçlı Kısa Pozisyonlar ve Staking Artışıyla Derinleşiyor
Ethereum şu anda önemli bir arz şokunun merkezinde yer alıyor. ZeroHedge verilerine göre, ETH üzerindeki kaldıraçlı kısa pozisyonlar OTC ve nakit sözleşmelerde toplamda -13,291 gibi eşi benzeri görülmemiş bir rakama ulaştı; bu, 2025’in başından bu yana en keskin düşüşü temsil ediyor. Bu kısa pozisyonlardaki artış, çoğu hedge fonun vadeli işlemler ve spot piyasalar arasındaki fiyat farklarından yararlanmak için agresif konumlandığını gösteriyor.
Kripto analisti Fejau, bu kısa pozisyonların ana itici gücünün bir temel ticaret olduğunu belirtiyor; bu durumda fonlar CME ETH vadeli işlemlerini kısaltırken, aynı zamanda staking getirilerini elde etmek için ETH spot alıyorlar. Bu delta-nötr yaklaşım şu anda vadeli işlemlerden %9.5 ve staking’den %3.5 oranında bir getiri sunarken, ETH’yi BTC’den daha cazip kılıyor.
Arz şokunu derinleştiren bir diğer unsur ise tarihî bir ETH staking artışı. Dune Analytics’in raporuna göre, Ethereum’un toplam arzının %29.03’ü staking sözleşmelerinde kilitlenmiş durumda; bu da ETH’nin aktif dolaşımdan dörtte birinden fazlasını etkili bir şekilde çıkarıyor. Piyasada yaklaşık 121 milyon ETH kalıyor, bu durum arzı sıkılaştırıyor ve fiyat volatilitesini artırma potansiyeli taşıyor.
Büyük Balina Birikimi ve Borsa Çekimleriyle Likidite Sıkışması
Blockchain verileri, önemli çekimler ve büyük balinalar ile kurumsal oyuncuların birikimi sonucunda borsalardaki ETH likiditesinde önemli bir azalma olduğunu gösteriyor. Geçen Cuma günü yalnızca 140,000 ETH – yaklaşık 393 milyon dolar değerinde – borsalardan çekildi ve bu, son bir aydaki en büyük tek günlük çıkış olarak kaydedildi. Borsa rezervlerindeki bu azalma, mevcut arzı kısıtlayarak talep arttığında yukarı yönlü fiyat baskısını artırıyor.
Piyasa analisti Sentora, bu eğilimi vurgulayarak, bu önemli çıkışların kısa pozisyon sıkışması için zemin hazırlayacak sıkan bir likidite ortamına katkı sağladığını belirtti. Öne çıkan kripto stratejisti MerlijnTrader ise, bu dinamiklerin ETH fiyatlarını mevcut piyasa döngüsü içinde 10,000 dolara yönlendirebileceğini öngörüyor; özellikle yıl sonuna kadar beklenen ETF staking onayları, staking teşviklerini daha da artırarak dolaşımdaki arzı azaltacaktır.
Hedge Fon Temel Ticaret Stratejileri ve Piyasa Volatilitesi ile İlgili Riskler
Ethereum’un arz şoku etrafındaki boğa hikayesi çekici olsa da risklerden yoksun değil. Hedge fonların kullandığı temel ticaret stratejisi, ani volatilite artışlarına karşı hassas ve bu durum 2020’deki “Kara Perşembe” çöküşünü hatırlatıyor. Benzer bir piyasa bozulması yaşanırsa, bu kaldıraçlı pozisyonlar zorunlu tasfiyelere tabi olabilir, bu da keskin fiyat düzeltmelerine ve piyasa güveninin sarsılmasına neden olabilir.
Şu anda ETH, 3,000 dolarlık seviyeyi yeniden kazanmış durumda, ancak Kasım 2021’deki tüm zamanların en yüksek seviyesine göre yaklaşık %38 oranında daha düşük. Yatırımcılar ve işlemciler, arz kısıtlamaları, kaldıraçlı kısa pozisyonlar ve piyasa volatilitesi arasındaki etkileşimi dikkatle izlemeli ve Ethereum’un kısa vadeli fiyat seyrini belirleyecektir.
Sonuç
Ethereum’un arz şoku, rekor kaldıraçlı kısa pozisyonlar, tarihi staking seviyeleri ve önemli borsa çekimleriyle oluşturduğu benzersiz sıkı likidite ortamı. Bu senaryo, boğa bir kısa pozisyon sıkışması potansiyelini artırırken, aynı zamanda volatilite artarsa hedge fonları tasfiye riskine de maruz bırakıyor. Piyasa katılımcıları, bu dinamikleri dikkatle izlemeli ve gelişen fırsatları değerlendirirken aşağı yönlü riskleri yönetmelidir.