-
2025’te, yaklaşık 50 milyon Amerikalı Bitcoin’e sahip, bu da altın sahipliğini geçerek varlık tercihinde büyük bir değişimi işaret ediyor.
-
Bitcoin’in depolama, transfer kolaylığı ve kurumsal destekleri, onu modern bir rezerv varlığı olarak altına alternatif konumuna getiriyor.
-
ABD, dünya genelinde Bitcoin benimsemede lider olup, 40%’lık firma oranı, 94.8%’lik madenci oranı ve 82%’lik yerli geliştirici oranıyla öne çıkıyor.
Artık Amerikalılar, 37 milyon altın sahibiyle karşılaştırıldığında yaklaşık 50 milyon Bitcoin sahibiyle daha fazla Bitcoin’e sahip.
Bitcoin, ABD’de Altını Geçiyor
Bitcoin yatırım firması River’ın 20 Mayıs tarihli raporu, ABD’nin Bitcoin benimsemede yol gösterdiğini, büyük yatırımlar ve altyapılarla bu üstünlüğü desteklediğini vurguluyor. Bitcoin’in Amerikan sahipliğinde altını geçmesi, yatırım varlıklarına ilişkin kamu algısında büyük bir değişimi işaret eden önemli bir dönüm noktasıdır.
Raporda ayrıca, ABD’nin dünya genelinde Bitcoin benimsemede öncü olduğu ve %40’lık global Bitcoin şirketinin burada merkezi olarak faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Ayrıca, Amerikan firmaları, dünya genelindeki halka açık firmaların sahip olduğu tüm Bitcoin’in %94.8’ini elinde bulunduruyor.
Bu durum, ABD’nin Bitcoin altyapısına yapılan güçlü yatırımlarını yansıtmakta; girişimlerden ETF’lere, kripto parayı destekleyen politikalara kadar uzanmaktadır.
Bir diğer dikkat çekici nokta, Bitcoin’in altına modern bir rezerv varlığı olarak alternatif olarak değerlendirilmesidir. River’ın raporu, Bitcoin’in Amerikan ekonomik hakimiyetinin “gözden kaçan bir direği” haline geldiğini gösteriyor.
Amerikalıların elinde bulundurduğu 790 milyar USD değerindeki Bitcoin, sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda ulusun ekonomik planlarına ve finansal sistemlerine entegre bir unsurdur.
“Bitcoin, Amerikan hakimiyetinin gözden kaçan bir direğidir. Amerikalıların Bitcoin arzından aldıkları tahmini pay, küresel servet, GSYİH veya altın rezervlerinden daha büyüktür,” diyordu River.
Bitcoin’e olan artan güven, dijital depolama ve transferin kolaylığı gibi faktörler ile bazı politikacıların önerdiği stratejik Bitcoin rezervi oluşturulması beklentileriyle pekiştiriliyor. Bu durum, Bitcoin’in ekonomik belirsizlikler sırasında Amerikalıların güvenli liman varlıklarını algılama biçimini yavaş yavaş şekillendirdiğini, geleneksel altın rolünü aştığını göstermektedir.
Moody’s’in ABD kredi notunu düşürmesi, üst düzey değerlendirmelerin sonunu getirerek, Bitcoin’in mali istikrarsızlığa karşı bir tedbir olarak cazibesini artırdı.
Bununla birlikte, bu değişim sürdürülebilirlik ve riskler konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Bitcoin güvenli liman varlığı olarak görülse de, fiyat dalgalanmaları bazı yatırımcıları temkinli hale getirebilir. Ancak, BlackRock gibi büyük finansal kuruluşların desteği ve giderek netleşen bir düzenleyici çerçeve ile Bitcoin, ABD’deki konumunu sağlamlaştırıyor.
Sonuç
Bitcoin, yatırım alanında baskın bir oyuncu olarak ortaya çıktıkça, Amerikalılar arasında benimsenmesinin artması, varlık tercihlerinde derin bir değişimi gösteriyor. Erişimin kolaylığı ve artan kurumsal destek, Bitcoin’in güvenli liman varlığı olarak potansiyelini daha da vurguluyor. Zorluklar devam etse de, Bitcoin’in finansal paradigmaları yeniden tanımlamaya devam etmesiyle gelecek umut verici görünmektedir.