Kripto ve fintech gruplarından oluşan bir koalisyon, Başkan Trump’tan büyük ABD bankalarının hukuki zorluklarına rağmen açık bankacılık kurallarını savunmasını talep ediyor. Bu durum, cüzdanlar, DeFi uygulamaları ve stablecoin’ler üzerindeki etkisini vurguluyor.
Gruplar, açık bankacılığın engellenmesinin yeniliği kısıtlayabileceği ve fintech ile kripto hizmetleri üzerinde yüksek veri ücretleri getirebileceği konusunda uyarıyor. Bu, tüketicilerin finansal verilere erişim haklarını da zayıflatabilir.
Blockchain Derneği’ne göre, “finansal veriler Amerikalı halkına aittir, bankalara değil,” ifadesi, serbest piyasalarda veri kontrolünün temel önemini vurguluyor.
Kripto ve fintech koalisyonları, Trump’tan açık bankacılık kurallarını korumasını, tüketici veri haklarını savunmasını ve cüzdanlar, DeFi ve stablecoin’ler üzerindeki yeniliği teşvik etmesini talep ediyor.
Açık Bankacılık: Kripto Yeniliği ve Tüketici Gücünün Katalizörü
Açık bankacılık, tüketicilerin bankacılık verilerini üçüncü taraf uygulamalarla güvenli bir şekilde paylaşmalarını sağlayarak finansal ortamı dönüştürüyor. 22 Ekim 2024’te tamamlanan ABD açık bankacılık kuralı, tüketicilere finansal bilgilerini erişim ve paylaşma konusunda açık haklar tanıyor. Bu, stablecoin’lerin, merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamalarının ve kripto akışlarının büyümesi için kritik bir temel sağlıyor. Bu düzenleyici çerçeve, rekabeti artırmanın yanı sıra finansal hizmetlerde şeffaflık ve yeniliği teşvik ediyor.
Kuralın güvenlik ve tüketici kontrolüne verdiği önem, yeni bir sektör standardı belirliyor ve bankalar, fintech şirketleri ve dijital varlık firmaları için fayda sağlıyor. Ancak, JPMorgan Chase ve Bank of America gibi büyük bankaları temsil eden Bank Policy Institute, güvenlik riskleri ve operasyonel yükler nedeniyle kuralı mahkemeye taşıdı. Bu hukuki mücadele, köklü finansal kurumlarla finansal verilere erişimi demokratikleştirmeyi hedefleyen yeni teknolojiler arasındaki gerginliği gözler önüne seriyor.
Küresel Bağlam: Açık Bankacılığın Yurt Dışındaki Başarısı
Birleşik Krallık, Brezilya ve Avrupa Birliği üyeleri gibi ülkeler, açık bankacılık çerçevelerini zaten uygulamaya koymuş durumda. Bu ülkeler, artırılmış tüketici seçeneği, gelişmiş finansal kapsayıcılık ve hızlandırılan fintech yeniliği gibi somut yararlar elde etti. Bu uluslararası örnekler, ABD için bir yol haritası sunarak açık bankacılığın güçlü güvenlik önlemleriyle nasıl bir arada yaşayabileceğini gösteriyor.
Büyük Bankaların Çift Stratejisi: Açık Bankacılık Direncine Rağmen Kripto Genişlemesi
Açık bankacılık düzenlemelerine karşı çıkan önde gelen ABD bankaları, aynı zamanda dijital varlık sektöründeki yerlerini derinleştiriyor. Mayıs 2024’te Mastercard ve Wells Fargo dahil on ABD merkezi bankasının katıldığı tokenizasyon pilotu, tokenleştirilmiş banka mevduatları ve ABD Hazine tahvillerinin paylaşılmış defterlerde neredeyse anlık tasfiye için kullanımını araştırdı. Bu pilot uygulama, geleneksel bankacılığın içinde blockchain teknolojisi ve dijital varlıklara yönelik stratejik bir kaymayı gösteriyor.
Ayrıca, JPMorgan’ın kurumsal tasfiye işlemleri için tasarlanmış “JPMD” isimli blockchain tabanlı stablecoin için yaptığı son marka başvurusu, bankanın kripto ile ilgili hizmetlerini genişletme kararlılığını yansıtıyor. Bu hizmetler arasında dijital varlık ticareti, takas ve ödeme işlemleri bulunuyor ve JPMorgan böylece açık bankacılık kurallarına karşıt tutumuna rağmen, gelişen kripto ortamında önemli bir oyuncu konumuna geliyor.
Tüketiciler ve Kripto Ekosistemi Üzerindeki Etkiler
Açık bankacılık üzerindeki devam eden hukuki çatışma, tüketiciler ve daha geniş kripto ekosistemi üzerinde derin etkilere sahip. Eğer bankalar açık bankacılığı kısıtlamada başarılı olursa, fintech firmaları ve kripto hizmet sağlayıcıları artan maliyetler ve temel finansal verilere sınırlı erişim ile karşılaşabilir. Bu durum, cüzdanların, DeFi platformlarının ve stablecoin’lerin sorunsuz entegrasyonunu engelleyecek, sonucu olarak tüketici seçimini azaltacak ve yeniliği yavaşlatacaktır.
Başkan Trump’ın Kripto Politikalarını Şekillendirmedeki Rolü
Başkan Trump, kripto para sektörünün güçlü bir destekçisi olarak öne çıkıyor ve kendisini dijital varlıklarda Amerikan liderliğinin savunucusu olarak konumlandırıyor. Yönetiminin açık bankacılık kuralını tamamlaması bu duruşunu yansıtıyor ve tüketicileri güçlendirmeyi ve yeniliği teşvik etmeyi amaçlıyor. Trump’ın, GENIUS Yasası’nın imzalanması sırasında yaptığı son açıklamalar, Amerika Birleşik Devletleri’ni küresel bir kripto merkezi haline getirme taahhüdünü tekrar eden ifadelerdir.
Hukuki sürenin sona ermesine yaklaşırken, yönetimin bankaların davasına vereceği yanıt, ABD’deki açık bankacılık ve kripto yeniliğinin geleceğini belirlemede belirleyici olacak.
Sonuç
Büyük bankalar ile kripto-fintech koalisyonları arasındaki açık bankacılık üzerindeki çatışma, ABD finansal sistemi için kritik bir dönüm noktasını temsil ediyor. Açık bankacılık kurallarının korunması, tüketici haklarının savunulması, cüzdanlar, DeFi ve stablecoin’lerde yeniliğin sağlanması ve ülkenin küresel dijital ekonomideki rekabetçi avantajının sürdürülmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu hukuki mücadelenin sonucu, Amerikalıların finansal verileri ile etkileşim biçimlerini ve yeni finansal teknolojilere erişimlerini yıllarca şekillendirecektir.
Son gelişmeler için Twitter hesabımızı ve Telegram kanalımızı takip etmeyi unutmayın.