Güç yapılarının sonsuz bir şekilde iç içe geçtiği bir dünyada, Bitcoin alternatif bir yol sunuyor. Peki bu yol zor mu kolay mı? İnsanlar kabul eder mi etmez mi? İşte detaylar…
Bitcoin’in Geçmişi
Yıllarca Bitcoin etrafında yapılan tartışmalar, onu bir balon, lale çılgınlığı veya bir tür ponzi şeması olarak gösterdi, ancak şimdi inanmayanlar bile Bitcoin’in burada kalacağını kabul ediyor. Şarlatanların, kumarbazların ve dolandırıcıların maskesinin altında, büyük bir gelecek vizyonuna doğru yavaş yavaş ilerleyen bir hareket olduğunu fark etmeyebilirler. Paranın, devletin baskıcı bir kolu olmaktan ziyade gelişen bir toplumun aracı olduğu bir gelecek vaadediyor.
Bitcoin’in kendi kendine çökme olasılığı her geçen gün daha da azaldığından, Bitcoin’in düşmanları, istikrarlı ilerlemesinin onlar için ne anlama geldiğini anlamaya başladılar. Politikacılar ve merkez bankaları, ardından gelen devrimi yavaş yavaş fark ederken, Bitcoin’in bir tehdit olduğunu savunarak sessiz kısmı yüksek sesle söylemeye başlıyorlar.
Bitcoin’in rakipleri, konuyla ilgili bir konuda analizlerinde gerçekten haklılar. Tehdit tam olarak Bitcoin’dir: fiat para birimlerine ve her yerde hükümet baskısına yönelik kısır bir tehdit. Medya bu fikri Korku, Belirsizlik ve Şüphe (FUD) olarak yaymayı seçmiş olsa da, Bitcoinciler bunu Bitcoin’in tüm varlığının nedeni olarak benimsiyor: ”Parayı devletten ayırmanın pratik bir yoludur.” Diyorlar.
Toplumun tuhaf bir şekilde gerçek olarak kabul ettiği iki yalan vardır:
a) Devletin parayı kontrol etmesi doğaldır.
b) enflasyon gereklidir.
İnsanlar kilise ve devlet söz konusu olduğunda güçlü kurumları ayırmaktan yanadırlar, ancak para ve devleti tartışırken aynı mantığı uygulamazlar. Paranın toplum üzerindeki etkisi, insanların değerle işlem yapmasına ve ekonomi ile etkileşim kurma aracı olduğu için küçümsenemez. Bu güçlü kurumu, söz konusu gücü kötüye kullanma geçmişine sahip son derece güçlü kurum olan hükümetin eline vermek, çıkardığımız doğal sonuç mu?
Hükümete para üzerinde tam kontrol verildiğinde, iktidar partisinin uygun gördüğü şekilde parayı düşürme kapasitesine sahiptir. Herkes hiperenflasyonun tehlikelerinin farkındadır, ancak insanlar küçük bir azınlığın para arzını keyfi bir şekilde genişletme olgusuyla yaşayamaz.
Sadece rahatsız değiller, hatta çoğu merkez bankacılarının sıkı çalışmalarını depolamak için kullandıkları paranın değerini belirlemesi gerektiğini ve ekonomik çöküşü önlemek için paraya bu müdahalenin gerekli olduğunu doğal olarak görüyorlar. Ekonominin siyasette, merkez bankacılığında ve akademideki hakimiyeti göz önüne alındığında, bu gerçek şaşırtıcı değil!
Keynesyen Yaklaşım Nedir?
Keynesyen yaklaşımın tüm teorisi, hükümet müdahalesi ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için talebi artırma üzerine odaklanmıştır. Bu yüzden doğal olarak bu hedefleri ciddi şekilde sınırlayan bir şeyden nefret ederler. Bitcoin ve altın gibi sağlam para, Keynesçilerin kendi kabulleriyle zararlı olarak gördükleri gelecek için tasarruf ve planlamayı teşvik eder. Onlara göre, para arzını şişirmek, insanların yuva yumurtalarını gereksiz yere yüksek zaman tercihli üretim lehine tüketmeleri için gerekli motivasyondur.
Bitcoin’in Amacı
Genellikle gizli vergi olarak adlandırılan enflasyon, vatandaşlar için satın alma güçlerinin sessiz hırsızlığına boyun eğdirildiği için finansal sertliği besler. Bitcoin nihayet kitlelere tek taraflı düzenlemeden vazgeçme fırsatı sunuyor. Değişmez bir para politikası ve merkezi olmayan konsensüs yapısı ile oyunun kurallarında keyfi bir değişiklik korkusu yoktur ve iktidardakiler artık para arzını kendi amaçlarına ulaşmak için şekillendiremezler.
Paranın en önemli özelliklerinden biri, uzay ve zaman üzerinde taşınabilirliğidir. Fiat, dünya çapında değer aktarımı için iyidir. (ancak KYC ile veya büyük miktarlarda hareket ederken kısıtlamalarla karşılaşsanız da), ancak enflasyon yoluyla her yıl bir miktar satın alma gücü kaybetmesi garanti edildiğinden, zaman içinde değer aktarımında korkunçtur. Tersine, altının büyük miktarlarda veya mesafeler arasında taşınması zordur, ancak binlerce yıl boyunca değer tutma konusunda usta olduğunu kanıtlamıştır.
Bitcoin ortaya çıkmadan önce altın, birçok kişi tarafından parayı devletten ayırmanın çözümü olarak görülüyordu. Ancak bu yanıltıcıdır çünkü altın büyük ölçüde merkezi kurumlara bağımlıdır. Muhafızların anlamlı miktarda altını korumaları gerekir ve kuruluşlara dürüst bir şekilde madeni para veya kağıt para basmaları konusunda güvenilmelidir. Bitcoin için, her birey varlığı teslim alıp güvenli bir şekilde muhafaza edebileceği için böyle bir güveni gerektirmez.
Altın, sağlamlığı ve diğer para türlerine göre üstün nitelikleri nedeniyle binlerce yıldır topluca para olarak kullanmayı seçtiğimiz dayanıklı, kıt, parlak bir kayadır. Aynı şekilde, bitcoinin değeri vardır. Çünkü altının serbest piyasa tarafından seçilen parasal bir mal olarak yaptığı amaca hizmet eder, ancak altının fiziksel doğasına özgü engeller olmadan. Basitçe söylemek gerekirse, bitcoin altın 2.0’dır. Çünkü kolayca bölünebilir, doğrulanabilir şekilde sınırlandırılmış bir arza sahiptir.
Kendi kendine saklaması için pratiktir, nöbetlere karşı dayanıklıdır ve tamamen izinsizdir. Altınla ilgili olarak bitcoin’in tek geçerli eleştirisi, altının zamana direndiğidir, ancak Bitcoiners, bitcoin’in göreceli bebeklik dönemini geride bırakmaya ve sürekli büyüyen ağ etkilerinin aynı şeyi yapmasına izin vereceğine bahse girmeye isteklidir.
Bitcoin, birkaç gerçek taşıyıcı varlıktan biri olduğu için inanılmaz derecede güçlüdür. Pratik olarak, sahip olduğunuz diğer tüm mülk biçimleri, yalnızca bazı merkezi otoriter güçler öyle gördüğü için size aittir. Toplumun gelişmesi için güçlü mülkiyet hakları gereklidir. İstikrarlı demokrasilerde bu haklara saygı duyulacağına ve destekleneceğine genellikle güvenilebilir.
Dünya nüfusunun çoğu için aynı şey söylenemez. Otoriter rejimlere sahip veya hukukun üstünlüğünün hiçbir şey ifade etmediği ülkelerde özel mülkiyet, çok az kişiye tanınan ve çözümün Bitcoin’de bulunabileceği bir lükstür. Bir kişinin banka hesapları dondurulabilir, mülkleri çalınabilir ve evlerine yeniden el konulabilir, ancak anımsatıcı tohum cümlesini ezberledikleri sürece bitcoinleri siber uzayda talep edilmeye hazır olarak saklanacaktır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, bu gerçek mülkiyet kavramı bir sigorta poliçesi işlevi görebilir veya politik bir ifade olarak kullanılabilir. Bitcoin, devletin sabit bakışı altında çalışan mevcut finansal sistemden tamamen ayrı bir şekilde var olur. Servetinizi, kontrolleri altındaki bir sistemden, yetkileri dışındaki bir sisteme devretmek, devletin zorlama kabiliyetini ciddi şekilde sınırlar. Devletin el koyma ya da dondurma konusunda güçsüz olduğu bir varlığa sahip olarak, bir birey, sivil özgürlüklerini engellemek isteyenler üzerinde büyük bir kaldıraç elde eder.
Bitcoin’in bir değer deposu olduğu anlatısı, ana akım söylemine başarıyla girdi. Pek çok bitcoin savunucusu, özellikle Michael Saylor, konuşmalarını bitcoin’in sabit tedarik takvimi ve ele geçirilmeye karşı dirençli özelliklerinin onu nasıl önde gelen bir değer deposu haline getirdiğine odaklıyor. Bu, anlatabileceklerinden çok daha az tehdit edici bir anlatı. Bitcoin’i Dünya’nın gelecekteki para birimi olarak müjdelemek hemen başları çevirir, bu nedenle bitcoin’in “dijital altın” olduğu daha lezzetli fikrini ortaya atmak mükemmel bir Truva atıdır.
Bu anlatı devam ettikçe, daha fazla sermaye ve birey, hiperbitcoinizasyon sürecini başlatan enflasyonist korkular arasında bir değer deposu arayışında bitcoine akın edecek. Yakında, Lightning Network’ün gelişimi ve benimsenmesi arttıkça, bitcoin, ölçeklenebilir bir değişim aracı olarak kabul edilme yolunda ilerlemeler yapacaktır. Bu konuda yeterli olduğu kanıtlandıktan sonra, bitcoin fiatın (yani mevcut kullanılan para birimleri) nihai kullanılabilir kalitesini çalacaktır.
Bazıları iyi niyetli niyetlerden veya yanlış anlaşılmalardan kaynaklansa da, Bitcoin’e karşı FUD hiçbir zaman çevreyi kurtarmak, fidye yazılımlarını önlemek veya suçluları durdurmakla ilgili olmadı. Devletçiler tarafından ortaklaşa tercih edilen bu görüş, artık bireysel özgürlüğü kısıtlamak ve insanları güçlerini sağlayan zorlayıcı eski sistemlerde yerleşik tutmak için bir gemidir.
Hükümette gerçek iki partililiği görmek istiyorsanız, para sistemiyle uğraşmaya başlayın. Elizabeth Warren ve Donald Trump gibi taban tabana zıt iki kişi bitcoin konusunda aynı duruşu paylaşıyorsa, parasal egemenlik açıkça sol ve sağ meselesi değil, yalnızca iktidar meselesidir. En soylu niyetlere sahip politikacılar bile, kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarının parasını kullanmanın cazibesine köle olurlar. İşte bitcoin bunu düzeltebilir.
Hükümetler Fikirlerini Değiştirebilirler Mi?
Şimdi, hükümetlerin savaşmadan değerli mülklerinden vazgeçmelerini beklemeyin. Tarih ve son düzenleyici inceleme herhangi bir gösterge ise, fiattan (şimdiki para birimi) toplu çıkış yaklaştığında bir bitcoin yasağı kaçınılmazdır. Büyük Buhran’ın ardından ABD’de altının kriminalize edilmesinden farklı olarak, Bitcoin’i başarıyla yasaklamaya çalışmak neredeyse umutsuz bir iştir.
Ulusların, ağın kendisini kısıtlamak için tüm küresel interneti kapatmak dışında yapabilecekleri hiçbir şey olmasa da, yapabilecekleri en iyi şey fiat’ı farklı bir şekilde değerli kılmaktır. Bunu yapmak kesinlikle bitcoin’in fiyatını zayıflatır, ancak her ulus birleşik bir cephe gösterirse başarılı olur. Rusya, Çin, Kuzey Kore ve ABD’nin Bitcoin’i her şeyin yasaklanması için birlikte çalışması düşüncesi gülünçten başka bir şey değil.
Tamamen tek tip bir yasak olmadan, bitcoin kullanıcıları, bitcoin güvenli limanları oluşturan ülkelere (veya ABD eyaletlerine) taşınarak yargısal arbitrajdan faydalanırdı. Uluslar, Bitcoin’cilerin zenginliğini ve yatırımını yerel ekonomilerine çekmek için bu güvenli limanları yaratmaya teşvik edilecek. İronik olarak, bitcoinin eski finansal sistemle olan bağlantısını koparmak, muhtemelen Bitcoin’cileri sonsuza kadar fiat’tan ayrılmaya zorlayacaktır.
Devletin değerli mülkiyeti üzerindeki kontrolünü ortadan kaldıracak ve piyasa tarafından seçilen sağlam parayı geri getirecek bir intikamcı devrimin zamanı çoktan geçmiştir. Cevap, belki de en iyi çıkarlarına olmasına rağmen, seçmenlerin ya eski olduğunu düşündükleri ya da basitçe umursamadıkları bir altın standardını eski haline getirmek için siyasetin çarklarını yağlamak değildir.
Yolun her iki tarafındaki politikacıların, gündemlerini bu kadar kolay finanse etmeye yardımcı olan para yazıcısının kontrolünden vazgeçme konusunda nasıl isteksiz olacaklarından bahsetmiyorum bile. Bunun yerine, FA Hayek’in 37 yıl önce paranın devletten uzaklaştırılmasıyla ilgili olarak ileri görüşlü bir şekilde öngördüğü gibi, “yapabileceğimiz tek şey, onların durduramayacakları bir şeyi kurnazca dolambaçlı bir şekilde tanıtmaktır.” Ki şu anda yaşanan olayların bizzat kendisi.
El Salvador Para Birimi Olarak Bitcoin’i Seçmekle İyi Mi Yaptı?
Parayı devletten ayırma hareketi her zaman tamamen gönüllü kalmalıdır. Hiç kimse buna katılmaya zorlanmamalı, bu yüzden El Salvador’un yeni bitcoin yasasının bazı yönleri endişe verici. Yasa, bitcoini para birimi olarak ele almak ve sermaye kazançlarını ortadan kaldırmakla sona erecek olsaydı, bu özgürlük için bir kazanç olarak kabul edilebilirdi. Ama orada bitmiyor. Bunun yerine, Madde 7, yatırımcıların Bitcoin’i kabul etmesini gerektirir. Artık yatırımcılar, 150 milyon dolarlık bir devlet fonu aracılığıyla bitcoini dolar karşılığında hemen değiştirme seçeneğine sahipler, ancak bu, bitcoinin oynaklığının yükünü taşımak zorunda kalmaması gereken Salvadorlu vergi mükellefleri tarafından finanse edilen bir fondur.
7. Madde’nin katı bir şekilde uygulanıp uygulanmayacağı henüz belli değil, ancak yalnızca dahil edilmesi endişe verici. Daha fazla benimsenme adına değiştirmeye çalıştığımız varlıkların seviyesine indiğimiz anda, olası her türlü ahlaki üstünlüğü kaybederiz. Hata yapmayın!
ABD dolarına olan bağımlılığını sona erdirmek için bitcoini benimseyen bir ülkenin adımı, ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır. Ancak bunun anlamı, bitcoinde daha fazla göz olacak ve işler biraz ters giderse FUD’çular nefeslerini tutarak bekleyecekler. Bu nedenle, Bitcoin kullanıcıları uyanık kalmalı ve Bitcoin ethos’unu korumak istiyorsak, bitcoine saldırmak isteyenler için onları eleştirip düşüncelerini değiştirmeliyiz.
Sonuç Olarak Bitcoin Bize Özgürlüğümüzü Sunuyor
Hiçbir şey zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü değildir. Bitcoin, milyarlarca insana mülk, umut ve öz egemenlik sağlayabilir. Para tamamen sosyal bir yapıdır; Bu, her birimizin değerli gördüğümüz ve işlem yapmayı seçtiğimiz şeylerde söz sahibi olduğu anlamına gelir. Paranın, efendilerimiz tarafından bize bahşedilen yukarıdan aşağıya bir fenomen olması gerektiğini düşünerek kandırılmayın!
Bitcoinciler pozisyonlarını savunmak zorunda kalanlar olmaya alışkındır. Bu yüzden bir daha nocoiner veya precoiner bir arkadaşınız size bitcoin hakkında soru sorduğunda, onun yerine onlara bir soru sorun. Şunu sorun: Bu çığır açan para devrimi sırasında, alternatif önümüzde bu kadar açıkken neden hırsızlık, zorlama ve sansür tarafını seçtiniz?
Hiç kimse tarafından kontrol edilmeyen bu tamamen dijital para önerisi herkes tarafından hemen kabul edilirse, bu bir devrim olmaktan çıkacaktır. Tam da bitcoinin ne kadar radikal ve hırslı olduğundan dolayı toplum olarak bu projeyi üstlenmek zorundayız. Başarısını zamanımızda göremeyeceğimiz, kesinlikle Herkülvari bir çabaya girişmek istemiyorsak, bu bizim hakkımızda ne der? Gelecek için inşa ettiğimizde toplumumuz nasıl durumdadır? Şimdi birlikte kendimize daha özgür bir hayat oluşturmak için bir aracımız var.
Haberimiz hakkında olumlu veya olumsuz düşüncelerinizi lütfen aşağıda yorumlar kısmında belirtiniz.
