- Yield farming restaking protokolleri birçok kullanıcı çekiyor, ancak yetersiz risk yönetimi büyük bir tehdit oluşturuyor.
- Kripto girişimcileri genellikle yenilikçi teknoloji ve pazarlamaya odaklanırken sürdürülebilirliği göz ardı ediyor.
- “Boğa piyasasından sonra ayakta kalmayı belirleyen şey, bir şirketin risk duruşudur,” diye uyarıyor sektör uzmanları.
Yield farming restaking protokollerindeki patlayıcı büyümeyi ve bu hızla büyüyen sektörde risk yönetiminin kritik önemini keşfedin.
Yield Farm Restaking Protokollerinde Artış
Restaking alanındaki girişimler, kullanıcı fonlarından büyük meblağlar alarak eşi benzeri görülmemiş bir büyüme yaşıyor. Haziran ayında, likit restaking protokollerinde kilitli toplam değer (TVL) 15 milyar dolara ulaştı, bu birkaç ay önce sadece 300 milyon dolardan daha azdı. Şu anda en büyük likit staking protokolü olan Ether.fi, Ethereum ve Arbitrum’da 5 milyar dolardan fazla TVL’ye sahip.
Restaking’in Mekanikleri
Restaking, kullanıcıların hali hazırda stake edilmiş dijital varlıklarını ek ödüller için başka merkeziyetsiz uygulamalara yeniden tahsis etmelerini sağlar. Bu yöntem, blockchain’lere, dApp’lere ve hizmetlere ek sermaye gerektirmeden, zaten stake edilmiş kripto varlıklarını kullanarak sistemlerini güvence altına almalarını sağlar. Bu varlıkları farklı getirilerden yararlanmak için taşımaya “yield farming” ya da “likidite madenciliği” denir.
Yeni Sağlayıcıların Ortaya Çıkışı ve Yoğun Rekabet
Ether.Fi, Puffer Finance, Renzo ve Mellow gibi sağlayıcılar, teknik bilgiye sahip olmayan kişiler için bile restaking’i erişilebilir kılıyor. Bu şirketler, LRT’ler (Likid Restaking Tokenleri) ve platform puanları gibi çeşitli teşvikler sunarak likiditeyi çekmek için agresif bir şekilde rekabet ediyor. Kullanıcılar bu teşviklerin gelecekteki airdrop’larla bağlantılı olabileceğini speküle ediyor, ancak şu anda içsel bir değere sahip değiller.
Gerekli İncelemeleri Yapmamanın Riskleri
Kriptonun geçmişi, cömert ödül programlarının genellikle sürdürülebilir olmadığını göstermiştir. ICO patlaması ve ilk yield farming yıllarından doğan heyecan, gerekli risk değerlendirmelerinin gölgede kaldığı bir döngüyü tekrar ediyor. Restaking’deki en büyük endişe, dahil olan Aktif Doğrulanmış Hizmetlerin (AVS) güvenilirliğidir. Kullanıcıları çekmek için sağlayıcılar bazen daha riskli AVS’lerle uyum sağlar, bu da bu AVS’ler başarısız olursa veya blockchain kurallarını ihlal ederse önemli slashing olaylarına yol açabilir.
Restaking Ekosistemindeki Potansiyel Tehditler
Tehlike, restaking platformlarının geniş bağlantılı yapısında yatmaktadır. Birinde meydana gelen bir ihlal veya hack, sektörde derin bir finansal ve güven sorunu yaratarak, restaking’in tüm temellerini sarsabilir. Şu anda etkin bir slashing mekanizması mevcut değil, bu da bu risklerin tamamen teorik olduğu anlamına gelse de yine de baskı yapmaktadır.
Rekabetin Sektörü İlerleten Yanı
Restaking savaşları piyasayı istikrarsızlaştırma riski taşırken, faydalı rekabeti de teşvik ediyor. Örneğin, EigenLayer, Symbiotic’in Bitcoin restaking hizmetlerini tanıtmasının ardından ERC-20 tokenlerini içerecek şekilde hizmetlerini genişletti. Böyle bir rekabet, inovasyonu teşvik eder, daha iyi teknolojik çözümler ve daha kullanıcı dostu arayüzler üretir, sonuç olarak genel kripto ekosistemini güçlendirir.
Sonuç
Yield farming restaking protokollerindeki hızlı büyüme, heyecan verici ancak tehlikeli bir geleceğe işaret ediyor. Bu ilerlemeyi sürdürmek için sektör oyuncuları, yenilik dürtülerinin yanında risk yönetimini de vurgulamalıdır. Daha risk bilincine sahip bir yaklaşım, kullanıcıları ve fonları korumakla kalmayacak, aynı zamanda restaking pazarının uzun vadeli dayanıklılığını sağlamlaştırarak, bu yeniliklerin kripto topluluğuna gerçek ve kalıcı değer sunmasını sağlayacaktır.