- Son zamanlarda gerçekleşen bir oturumda, Başkan Ann Wagner, SEC’in hisse senedi piyasası reformlarını delil temelli olup olmadığını sorgulayarak eleştirdi.
- Ana eleştiriler arasında SEC’in eski verileri kullanması yer alıyor ve bu durum çeşitli piyasa uzmanları ve paydaşlarda endişelere yol açıyor.
- Paralel bir gelişmede, Yüksek Mahkeme’nin kararı, SEC’in dolandırıcılık davalarına olan yaklaşımını önemli ölçüde etkiledi ve jürili dava zorunluluğunu getirdi.
Başkan Ann Wagner’in eleştirisi ve Yüksek Mahkeme’nin son kararlarının SEC’in hisse senedi piyasası reformlarını ve icra stratejilerini nasıl şekillendirebileceğini keşfedin.
Başkan Wagner, SEC Reformlarının Veri Temelini Eleştiriyor
Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Sermaye Piyasaları Alt Komitesi oturumunda Başkan Ann Wagner (MO-02), SEC’in hisse senedi piyasası için önerdiği reformlarla ilgili ciddi endişelerini dile getirdi. “Soruna Çözüm Arayan Çözüm: Başkan Gensler’ın Hisse Senedi Piyasası Yapısı Reformları” başlıklı oturumda, bu değişikliklerin yetersiz delillerle gerekçelendirilmesi ele alındı. Wagner, ABD sermaye piyasalarının likiditesine ve rekabetçiliğine dikkat çekerek, günlük 12 milyar hissenin işlem gördüğünü ve mevcut piyasa verimliliğinin bir kanıtı olduğunu belirtti.
Güçlü Bir Ekonomik Analizin Eksikliği Kırmızı Bayrakları Kaldırıyor
Wagner, doğrulanmamış ve eski verilere dayalı reformlar uygulamanın risklerini vurgulayarak, özellikle SEC’in Rule 605 raporlarına olan güvencesini sorguladı. Sunulan ampirik verilerin piyasa yapısında köklü değişiklikleri desteklemeye yeterli olmadığını savundu. Ayrıca, piyasa katılımcıları da Wagner’in şüpheciliğini paylaşıyor ve sermaye piyasalarına yönelik potansiyel aksaklıkları ve bireysel yatırımcıların artan risklerini vurguluyor.
Yüksek Mahkeme, SEC Dolandırıcılık Davalarında Jürili Dava Zorunluluğu Getiriyor
Önemli bir yargı kararıyla Yüksek Mahkeme, SEC dolandırıcılık davalarının artık jürili federal mahkemelerde görülmesi gerektiğini zorunlu kıldı. Bu karar, SEC’in icra stratejilerini köklü bir şekilde değiştirerek kurumun dahili yargılamalar yapma yeteneğini sınırlıyor. Bu tür bir değişim, SEC icra işlemlerinde somut kanıtlar ve sağlam gerekçeler gerekliliğini vurguluyor ve Wagner’in daha dikkatli ve kanıta dayalı düzenleyici yaklaşım çağrılarına paralellik gösteriyor.
Düzenleyici Etkiler ve Uzun Vadeli Sonuçlar
Yüksek Mahkeme’nin kararı, federal düzenleyici kurumların yetkilerini sınırlama eğiliminin bir parçası olarak görülüyor. Bu tarihi karar, diğer düzenleyici kurumları da etkileyebilir ve yeni bir yargı denetimi ve hesap verebilirlik dönemi başlatabilir. SEC için bu yargı emsaline uyum sağlamak, icra stratejilerini yeniden dengelemeyi gerektirecek ve bu durum, daha geniş düzenleyici çerçevesini de etkileyebilir.
Sonuç
Başkan Ann Wagner’in SEC’in hisse senedi piyasası reformlarına yönelik eleştirileri, kanıta dayalı düzenleyici adımların gerekliliğini vurguluyor. Yüksek Mahkeme’nin SEC dolandırıcılık dava yargılamalarını etkileyen kararı ile birlikte, bu gelişmeler düzenleyici uygulamalarda belirleyici bir değişime işaret edebilir. İleriye dönük olarak, piyasa istikrarını sağlamak ve bireysel yatırımcıları korumak, modern, güvenilir veriler ve titiz ekonomik analizlerle yönlendirilen dengeli ve dikkatli bir yaklaşım gerektirecektir.