-
Eyalet avukatları ile DeFi Eğitim Fonu, SEC’e karşı bir dava açtı ve kripto para borsalarına yönelik düzenleyici aşırı yetki kullanımı iddiasında bulundu.
-
Dava, SEC’in kripto paralara dair düzenleyici yaklaşımının eyalet yetkisini zayıflattığını ve Kongre tarafından tanımlanan yetkilerini aştığını savunuyor.
-
Davada, “SEC’in geniş kapsamlı düzenleyici yetki iddiası dayanaksızdır,” denilerek dijital varlıkların federal menkul kıymet yasaları kapsamına alınmaması gerektiği vurgulanıyor.
SEC, kripto para borsalarına yönelik düzenleyici yetkisini sorgulayan eyalet avukatları ve DeFi Eğitim Fonu’ndan bir dava ile karşı karşıya kalıyor.
Eyalet Avukatları SEC’in Kripto Üzerindeki Yetkisini Sorguluyor
Kripto para dünyasında önemli bir gelişme olarak, bir grup eyalet avukatı ile DeFi Eğitim Fonu (DEF), ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) karşı hukuki işlem başlattı. Bu dava, Kentucky Doğu Bölgesi ABD Bölge Mahkemesi’ne sunularak SEC’in kripto para borsalarına yönelik yapılan düzenleyici işlemlerle yargı yetkisini aşan bir şekilde hareket ettiğini iddia ediyor. Davacılar, SEC’in sözde “kripto politikası”nın, davada tanımlandığı şekliyle “yasadışı yürütme eylemi” olduğunu ve İdari Prosedürler Yasası’nı ihlal ettiğini öne sürüyor.
SEC’in Düzenleyici Çerçevesine Karşı Ana Argümanlar
Davada öne sürülen temel argümanlardan biri, dijital varlıkların federal menkul kıymet yasaları uyarınca yatırım sözleşmesi olarak kabul edilmemesi gerektiğidir. Dava, federal ajansların Kongre tarafından kendilerine açıkça verilmemiş konuları değerlendirmekten kaçınmasını gerektiren büyük sorular doktrini gibi bir hukuki ilkeye büyük önem atfediyor. Federal mahkemeler, daha önce bu doktrini kripto paralarla ilgili SEC davalarında sınırlayıcı bir şekilde yorumlamış olsalar da, mevcut dava bu öncülü, kendine özgü konumuyla sorgulamayı amaçlıyor. Bu davanın sonuçları, gelişmekte olan kripto ortamında SEC’in düzenleyici yetkilerinin sınırlarını yeniden tanımlayabilir.
DeFi Eğitim Fonu CEO’su SEC’in Tutumunu Eleştiriyor
DeFi Eğitim Fonu’nu yöneten Miller Whitehouse-Levine, SEC’in tutumunu güçlü bir şekilde eleştirerek, bunu düzenleyici “aşırı yetki kullanımı” olarak nitelendirdi. Merkezinde, merkeziyetsiz finansın (DeFi) ve kripto paraların finansal hizmetlerde erişilebilirliği artırma ve etkinliği sağlama potansiyelinin bulunduğunu vurguladı. “SEC şu anda bu vaadin gerçekleştirilmesinin önünde bir engel olarak duruyor,” diyerek, yeniliği destekleyen bir düzenleyici çerçeveye duyulan ihtiyacı vurguladı.
SEC’in Yanıtı ve Daha Geniş İlişkileri
Bir SEC sözcüsü, komisyonun kripto piyasalarındaki yanlış davranışlarla ilgili eyalet düzenleyicileri ile iş birliği yaptığını vurgulayarak, ajansın görevini sorumlu bir şekilde yerine getirdiğini ifade etti. SEC Başkanı Gary Gensler de, ajansın kripto para konusundaki dikkatli yaklaşımını yineleyerek, selefi Jay Clayton’ın düzenleyici politikalarıyla paralellikler kurdu. Gensler, bu sektördeki yatırımcı zararlarının tarihsel bağlamını vurgulayarak, yeterli denetim olmaksızın dijital varlıkların kullanımı konusunda spekülatif uygulamalara ve potansiyel kötüye kullanımlara karşı endişelerini belirtti.
Kentucky Başsavcısı’nın Pozisyonu
Kentucky Başsavcısı Russell Coleman, davanın amacını ifade ederek, “federal hükümetin Kentuckylilerin cüzdanlarına müdahale etmesini engellemeyi” hedeflediğini belirtti. Birçok vatandaşın, özellikle artan enflasyon ortamında, kripto para aracılığıyla finansal özgürlük sağlamak istediğini belirtti. Coleman, mevcut yönetimin düzenleyici tutumunu eleştirerek, bunun her günlük vatandaş için önemli ekonomik faydalar vaat eden gelişmekte olan bir dijital sektörün büyümesini engellediğini savundu.
Sonuç
Eyalet avukatları ve DeFi Eğitim Fonu’nun SEC’e karşı açtığı dava, kripto para sektöründeki federal ve eyalet düzenleyici yetkileri konusundaki tartışmaların önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Hukuki süreçler ilerledikçe, kripto pazarındaki paydaşlar bu davanın sonuçlarının olası etkilerini yakından takip ediyor. Bu dava, ABD’de dijital varlıkları yöneten düzenleyici çerçevenin temellerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. İlerleyen süreçte, davanın sonucu muhtemelen yatırımcı güvenini ve kripto para borsa ile ilgili gelecekteki operasyonel ortamı etkileyecektir.