- Son gelişmelerde, Temsilci Patrick McHenry, Başkan Biden’ın SEC’in SAB 121 ile ilgili vetosunun geri alınması için çaba gösterdi.
- Bu girişim, her iki büyük siyasi partinin de desteğiyle büyük bir iki partili destek kazandı.
- Eleştirmenler, SEC’in kuralının yetkisini aştığını ve bankaların dijital varlık saklama uygulamalarını olumsuz etkilediğini savunuyor.
Temsilci McHenry, SEC’in SAB 121 vetosunu iki partili destekle geri alma çabasına öncülük ediyor ve düzenleyici aşırılık kaygılarına dikkat çekiyor.
McHenry, SEC’in SAB 121 Vetosunun İptalini Savunuyor
Temsilci Patrick McHenry, Meclis Finansal Hizmetler Komitesi Başkanı olarak, SEC’in Personel Muhasebe Bülteni No. 121’i engellemek için Başkan Biden’ın son vetosunun geçersiz kılınmasını şiddetle talep etti. Bu bültende bankaların dijital varlıkları saklama konusunda sıkı kurallar öngörülüyor ve McHenry ve destekçileri bu kuralların gereksiz derecede kısıtlayıcı ve haksız olduğuna inanıyor.
Mevzuata İki Partili Destek
Vetonun hedeflediği H.J. Res. 109 kararı, her iki siyasi partinin de önemli desteğini taşıyor. Bu işbirliği, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mevcut dijital varlık politikalarının yenilenmesi gerektiği konusunda birleşik bir duruş sergiliyor. Kararın hem Meclis hem de Senato’dan büyük oy farklarıyla geçmesi, güçlü yasama desteğini ortaya koyuyor. İki partili açı açısından, SAB 121’in iptalini amaçlayan 21. Yüzyıl için Finansal İnovasyon ve Teknoloji (FIT) Yasası’nın geçişi de bu desteği pekiştirdi.
SEC’in Düzenleyici Aşırılığına Eleştiriler
Tartışmalar sırasında Temsilci Mike Flood gibi önemli isimler, SEC’in düzenleyici sınırını aşması konusundaki memnuniyetsizliklerini dile getirdi. Flood, SEC Başkanı Gary Gensler’in yaklaşımını eleştirerek, dijital varlık saklama konusundaki sorumlulukların SEC yerine Federal Reserve ve Hazine Bakanlığı gibi kurumlarda olması gerektiğini savundu.
Bankacılık Uygulamaları ve İstikrar Konusundaki Endişeler
Eleştirmenler, SAB 121’in bankalar üzerinde gereksiz yükler getirdiğini ve dijital varlık piyasasında yenilikçiliği ve tüketici seçeneklerini boğabileceğini savunuyor. Mike Flood özellikle, “SEC’in müdahaleci önlemleri, bankacılık sektöründeki yerleşik saklama normlarını zayıflatan bariz bir aşırılıktır” dedi. Bu görüş, her iki parti arasında yankı buldu ve SEC’in dijital varlık saklama düzenlemeleri konusundaki mevcut tutumunun yeniden değerlendirilmesi çağrılarını güçlendirdi.
Sonuç
SEC’in SAB 121 üzerindeki yasama mücadelesi, dijital varlık alanında düzenleyici kontrol ve yenilikçilik arasındaki daha geniş bir mücadeleyi vurguluyor. SEC’in aşırı olduğunu düşündükleri adımlara karşı iki partili destek toplanırken, bu gelişmelerin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki dijital varlık düzenlemelerinin geleceğini nasıl şekillendireceği henüz net değil. Politika yapıcılar, yenilikçiliği teşvik ederken tüketici çıkarlarını koruyan bir denge kurmaya çalışıyor. Kararın amacı, daha dengeli bir düzenleyici ortamı teşvik etmek için dijital varlık politikalarını yeniden ayarlamayı içeren adanmış bir çabayı öne çıkarıyor.