-
Kripto token sayısının hızlı bir şekilde artması, yatırımcılar için hem fırsatlar hem de zorluklar yaratıyor. 2025 yılına kadar 100 milyonun üzerinde token olacağı tahmin ediliyor.
-
Mevcut sayı 36 milyon olarak belirtiliyor ve analistler aşırı arzın altcoin piyasasının canlılığını azaltabileceği konusunda uyarıyor.
-
Uzman Jesse Eckel, “Token’ları temel unsurlara göre filtreleme ihtiyacı önemli ölçüde artıyor.” diyerek, selektif bir yatırım yaklaşımının önemine vurgu yapıyor.
2025 yılına kadar 100 milyonun üzerinde kripto token olacağı öngörülürken, uzmanlar aşırı arzın altcoin piyasalarını olumsuz etkileyebileceği konusunda uyararak sağlam temellere odaklanılmasını öneriyor.
Analistler: Token Aşırı Arzı Kısa Altcoin Dönemlerine Yol Açabilir
Kripto dünyası hızla değişiyor. Mevcut token sayısındaki artış, eşine az rastlanır bir hızda gerçekleşiyor. Şu anda 36 milyonun üzerinde kripto token mevcut, bu durum piyasanın işleyişinde önemli bir değişime işaret ediyor. Analist Conor tarafından belirtilen tahminlere göre, 2025 yılının sonuna kadar 100 milyon token sayısına ulaşmamız mümkün.
“Bugün 36.4 milyonun üzerinde kripto token var. 2025 yılının sonuna kadar 100 milyon token’a ulaşma hızındayız. 2017-2018 ‘alt sezonu’ sadece
Ancak, token arzındaki bu artış, önemli kaygıları da beraberinde getiriyor. Analist Alex Kruger, token arzı ve talebi arasındaki uyumsuzluğa dikkat çekerek, bu büyümenin yatırımcılar üzerindeki olumsuz etkileri konusunda uyarıda bulundu.
“Çok fazla token var. Sonsuz daha gelecek. Token arzı talepten daha fazla.” diye açıklıyor Kruger ve bu dengesizliğin gelecekteki altcoin dönemlerinin sıklığını ve yoğunluğunu azaltabileceğini belirtiyor. Altcoin dönemleri, altcoinlerin Bitcoin’den önemli ölçüde daha iyi performans sergilediği dönemlerdir; fakat Kruger bu dönemlerin daha kısa ve daha düzensiz olacağına inanıyor.
“Altcoin dönemleri yine gerçekleşecek ama kısa olacak, en fazla günler veya haftalar sürecek.” diyor Kruger ve yatırımcıları bu gelişen pazardaki beklentilerini yeniden gözden geçirmeye davet ediyor.
Kalabalık Bir Pazarda Temel Unsurların Önemi
Kripto piyasasında giderek artan karmaşıklık, yatırımcıların stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Token sayısı arttıkça, seçim kriterlerinin de artması gerekiyor. Kruger’in karşılaştırması, kârlı yatırımları tanımlamanın giderek zorlaştığını vurguluyor; bu durumu, başarılı hisseleri seçme zorluğuna benzetiyor, özellikle çok sayıda tokenin mevcut benchmarklarla karşılaştırıldığında düşük performans gösterdiği bir ortamda.
Kripto topluluğunda saygı duyulan bir ses olan Jesse Eckel, sıkı bir filtreleme ihtiyacının altını çizdi. “Günümüzdeki tokenlerin çoğu ya memecoin’ler ya da uzun vadeli potansiyeli düşük, az çaba harcanmış projeler. Bu tokenlerin sadece küçük bir kısmı sağlam temellere veya güçlü ekiplere sahip.” dedi.
“Daha fazla token olduğunda, temel unsurlara göre filtreleme ihtiyacının önemli ölçüde arttığını iddia edebilirim.” diyen Eckel, yalnızca en seçkin tokenlerin sermaye çekmesi gerektiğini önerdi. Sonuç olarak, alt sezon hala ortaya çıkabilir, ancak esas olarak gerçek değer ve kararlılık gösteren tokenleri öne çıkaracaktır.
Uzun Vadeli Yatırım Perspektifi
Kruger ve Eckel’in sunduğu analizdeki ana tema, seçeneklerle dolu bir piyasada uzun vadeli bir bakış açısını korumanın önemidir. Eski Binance CEO’su CZ, yatırımcılara gürültü arasında temellere sadık kalmalarını tavsiye ederek bu noktaya dikkat çekti. “Hareketli bir piyasa çok sayıda ‘fırsat’ veya ‘hızlı geri dönüş’ sunabilir. Ama temellere sadık kalmak en iyisidir.” diye gözlemledi.
Token sayısındaki artış, potansiyel dolu canlı bir piyasa izlenimi verebilir; ancak uzmanlar, değerli olanları kalabalıktan ayırt etmenin titizlik, sabır ve temel analiz odaklı bir yaklaşım gerektirdiği konusunda hemfikir.
Sonuç
Kripto piyasasının geleceğine baktığımızda, token sayısındaki beklenen artış, yatırımcılar için hem potansiyel hem de riskleri gözler önüne seriyor. Temel güçlere vurgu yapmak her zamankinden daha önemli, uzmanlar aşırı token arzı arasında seçici bir yatırım yaklaşımını savunuyor. Nihayetinde, bu gelişen ortamda başarı, trendleri kovalayarak değil, kalıcılık ve sağlam temeller sergileyen projelerle ortaklık kurarak elde edilebilir.