-
Valour Digital Securities Limited (VDSL) tarafından Amsterdam’da başlatılan ilk fiziksel teminatlı Hedera ETP’si, kripto yatırım fırsatları açısından önemli bir atılımı temsil ediyor.
-
Bu düzenlemeye tabi ürün, Hedera’ya erişimi güçlendirirken, sürdürülebilir blockchain inovasyonundaki liderliğini sergiliyor ve merkeziyetsiz finans (DeFi) ile geleneksel finans (TradFi) arasında köprü kuruyor.
-
Sektör uzmanlarına göre, güvenlik statüsünün olmamasına rağmen, ABD’deki düzenleyici engeller Hedera ETF’lerinin onayını geciktirmeye devam ediyor ve bu durum kurumsal benimseyim için karmaşık bir ortam oluşturuyor.
Bu makale, yeni başlatılan Hedera HBAR ETP’sinin etkilerini ele alırken, perakende ve kurumsal ilgiyi somut yatırım fırsatlarına dönüştürme potansiyelini vurguluyor.
HBAR ETP’si Amsterdam’da Başladı
HBAR ETP, sadece başka bir yatırım aracı değil; VDSL’nin temel prospektüsü altında, ilk fiziksel teminatlı Hedera borsa yatırım ürünü (ETP) olarak öne çıkıyor. Bu önemli fark, onu Börse Frankfurt’taki önceki listelemelerden ayıran daha sağlam bir çerçeve sağlıyor.
Bu yeni listeleme, hem perakende hem de kurumsal yatırımcıların HBAR’a şeffaf ve düzenlenmiş bir kanal üzerinden erişmesine olanak tanıyarak, varlığın güvenilirliğini artırıyor. DeFi Technologies’in CEO’su Olivier Roussy Newton, “Bu listeleme, kurumsal ve perakende yatırımcıların Hedera’nın sağlam, sürdürülebilir ağında yer almasını sağlamak için fırsatlarını genişletiyor.” dedi.
İsviçre merkezli girişim sermayesi ve teknoloji firması Hashgraph Group‘ın desteği, Hedera HBAR ETP’sinin oluşturulmasında kritik bir rol oynadı. Kurumsal düzeyde dijital varlıkların geliştirilmesine olan bağlılıkları, Euronext Amsterdam’daki bu lansmanla kendini gösteriyor.
Bu ekleme, finansal piyasalarda merkeziyetsiz teknolojileri entegre etme yönündeki artan momentumla mükemmel bir uyum sağlıyor ve kripto paraların geçerli yatırım araçları olarak algılanma biçiminde bir evrimi işaret ediyor.
ABD’deki Hedera için Düzenleyici Durum
HBAR ETP’si Avrupa’da yolda açarken, ABD’deki düzenleyici ortam farklı bir tablo sunuyor. Şu anki düzenleyici zorluklar, yalnızca Canary Capital‘ın ABD SEC ile ilk Hedera HBAR ETF’si başvurusu yapmasına yol açtı. Kurumsal ilginin artmasına rağmen, düzenleyici engeller ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
Ünlü ETF analisti Eric Balchunas, düzenleyici ilerlemeye ilişkin yorumunda, “HBAR’ın düzenleyici netliği, XRP ve Solana (SOL) gibi varlıklara göre potansiyel ETF onayı için ön planda olmasını sağlıyor.” dedi. Bu analiz, HBAR’ın güvenlik olarak sınıflandırılmamasından kaynaklanıyor ve ABD’deki katı düzenleyici çerçeve içerisinde iyi bir konumda olduğunu gösteriyor.
Balchunas, “Önümüzdeki yıl bir dizi kripto para ETF’sinin çıkmasını bekliyoruz, ancak hepsinin birden çıkmasını beklemiyoruz. İlk olarak büyük olasılıkla BTC + ETH kombinasyonu ETF’leri, ardından muhtemelen Litecoin, sonra HBAR ve nihayet XRP/Solana’nın gelmesini bekliyoruz; bunlar, devam eden davalarda menkul kıymet olarak etiketlenmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
Bu olumlu görüşlere rağmen, HBAR ETF’leri için ABD’deki geleceğin belirsizliğini koruyor, özellikle XRPnin güvenlik durumu ile ilgili hukuki anlaşmazlıklara ve Solana’nın SEC’den doğrudan reddedilmesine bağlı olarak.
Gelecekteki Kripto Yatırımları için Etkiler
ABD’de HBAR ETF’sinin veya herhangi bir alternatif para birimi bazlı finansal aracın onaylanma olasılığı şu aşamada düşük görünmektedir. Ancak, gelecek yönetimle birlikte kripto para düzenleyici ortamında olumlu değişimler bekleniyor ve birçok yatırımcı Paul Atkins‘e daha elverişli bir ortam bekliyor.
Devam eden bu düzenleyici evrim, Avrupa’nın kripto yatırım gelişmelerinde ilerleme kaydettiğini gösterirken, ABD’nin de yakında bu gelişmeleri yakalayabileceğini ve bu durumun çeşitlendirilmiş finansal ürünler ve kripto paraların geçerli yatırım araçları olarak daha geniş kabul görmesine yol açabileceğini gösteriyor.
Sonuç
Euronext Amsterdam’daki Hedera HBAR ETP ‘sinin lansmanı, sadece kurumsal ve perakende yatırımcıların Hedera ekosistemine katılımını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda bu alandaki gelecekteki gelişmeler için de bir emsal teşkil ediyor. ABD’deki düzenleyici ortam zorluklar sunsa da, artan kurumsal ilgi, benzer finansal ürünlerin ülkede oluşturulmasını teşvik edebilecek düzenleyici değişimleri gündeme getirebilir. Yatırımcıların bu dinamiklerin değişimi sırasında dikkatli ve bilgili olmaları gerekiyor.