Bir grup Binance kullanıcısı Mayıs ayında yaşanan çöküşün ardından Binance’dan zararlarını karşılamalarını istiyor. Kullanıcılar yasal süreci takip edeceklerini söylüyorlar.
Binance Çöküşü!
19 Mayıs tarihinde 1 saatlik bir çöküş yaşayan Binance, kullanıcılarını zarara uğrattı. O sırada kaldıraçlı işlemlerde olan bazı kullanıcılar pozisyonlarını kapatamadılar ve paralarını kaybettiler. Bu bir saatlik çöküş kullanıcıların ciddi miktarlarda para kaybetmesine sebep oldu. Anand Singhal isimli kullanıcı o sırada 50 bin dolarlık kaldıraçlı işlem açmıştı. Singhal düşüşü gördüğünde kaldıraçlı pozisyondan çıkmak istedi ancak bunu yapamadı ve zarara uğradı.
Düşüş ile Baş Edemedi!
Binance büyük düşüşün ardından kullanıcılarının işlemlerini yapmasını sağlayamadı. Bu düşüşler ile baş edemeyen Binance ani düşüşlerden dolayı işlem yükünün ağır gelmesi ile çöktü. Anand Singhal ve birçok yatırımcı ciddi zararlar ettiler. Yaklaşık 1 saat süren bu çöküş esnasında kullanıcılar alım satım işlemlerini yapamadıklarını belirttiler. Araştırmalara göre az az 700 kullanıcı Binance hakkında yasal işlem başlatmak için harekete geçti. Daha fazla yatırımcının mağdur olduğu düşünülse de şimdilik araştırma verileri net bir mağdur sayısı veremiyor.
Binance Yetkilileri Konuştu!
Zaman zaman bu gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Özellikle de ani fiyat değişimlerinin olduğu durumlarda çöküşler genel olarak karşımıza çıkıyor. Buna Coinbase borsası da aynı dönemde aynı sıkıntıları yaşamıştı. Binance yaşanılan bu çöküş ile ilgili açıklamada bulundu.
Mağdur kullanıcıların büyük çoğunluğu ile iletişime geçildiği ve tazminat teklif edildiğini söyledi. Her ne kadar tüm kullanıcılarına ulaşamamış olsa da bir bölümü ile yasal sürecin devam edeceği ortada gibi duruyor.
Mağduriyetlerini ödemeye hazır olduğu açıklamasında bulunan Binance yetkilileri ise çözüm odaklı iş birliği yapmak istediklerini söylüyor. Binance borsasının son zamanlarda bir çok ülke tarafından düzenlemeler ile karşı karşıya kalmasının ardından bu gibi olaylarda adının geçmesi ülkelerin ve denetleyici kurumların dikkatini iyice çekiyor. Yetkililer bunun bir sorun olmadığını ve düzeltilebilir bir durum olduğunu dile getirseler de devletlerin bu konuda izleyeceği politika tam olarak bilinmiyor.
